DAĞ ŞİİRLERİ

DAĞ ŞİİRLERİ

Yusuf Önder Bahçeci

Benim sevdiğim, dağ ceylanı gibi kaçar,
O güzel bakışları, kalbimde yaralar açar,
Bilirmisin, seni seven Önder, nasıl naçar,
Benim sevdiğim, dağ ceylanı gibi kaçar,
O güzel bakışları, kalbimde yaralar açar...
..

Devamını Oku
Serdar Pamukçu

Erzurumun ötesinde
bir dağ köyünde...
Tertemiz dağ havasını
doldurup ciğerine
.......
(Şubat,2003)
..

Devamını Oku
Oktay Doğan

Bir parça ekmek, sıcak bir aş için çıktık yola
Onurlu, şerefli bir yaşam için; girdik kol-kola
Özümüzü kaybetmedik sapmadık sağa-sola
Yürüdük gündüz-gece, yürüdük dağ-dere…
Güneş gibi umutları taşıdık büyük kentlere

Bir dalımızda heybe, ayağımızda yırtık çarık
..

Devamını Oku
Mehmet Ekici (taha)

Dostum, Abuzer Gündüz'e...

Dağlar
Niçin hâlâ onurlu dağlar
Niçin delikanlı
Dağsızlık ne de kötü
Ben dağ adamıyım, dağlıyım
..

Devamını Oku
Aşkına Sevda

Artık günah kokuyor yokluguna yorulan beden
ben şimdi imnaparda bu bedeni temizlerim
geride kaldı seni düşünmekte oldugum uykusuz gecelerim
nefretime yenik düştü dag gibi gördügüm hayallerim

Farkına vardım artık degersizligine verdigim degerin
utanıyorum kendimden nasılda snein için bu yüregi kirlettim
..

Devamını Oku
Osman Demircan

Sen aşk coğrafyamda önce bir buluttun, üzerime cesur yağmurlar serpen. Çimenlerin üzerinde yürürken, parmaklarımı ıslatan çiydin umut yolumda. Bir ovanın ortasında tümülüsttün geçmişten geleceğime. Bir tablettin antik bir şehrin kalıntısından ellerime değen. Bir yamaçtan aşağı kayan çocuğun neşeli haykırışıydın kulaklarımda çınlayan. Bir adaydın okyanusun karanlık sularının tam ortasında. Yüreğime kazınan bir haritaydın duygu kalemleriyle çizilen. Ben de bir haritacıydım seni keşfeden. Ne değerliydin benim için. Sonra söz oldun, kulaklarıma cümle cümle akan. Bu söz heyelanında kulaklarımdan içeri doldun ve beni yordun. Ne bitmek bilmeyen bir sözdün. İçime sel suları gibi doldun, içimi bastın. Beni kendi elimle boğdun. Çünkü ellerim cümle sellerini durdurmak istercesine dudağına dokunduğunda, ağzın bir mazgal gibi açıldı. Beni yuttun. Gözlerin karanlığa dolan bir ay ışığı iken, kurt kapanı gibi bakışlarında sıkıştım. Bana sıkıcı bakışlarındaki gözlerinden bir umut ışığı bile vermedin. Beni bakışlarınla göz çukurlarına gömdün. Bu yüzden ben de başka gözlerle seviştim. Ellerin bir yırtıcı kuşun pençeleri gibi hayatımı kapladı. Bana kanatsız yaşamak kaldı. Ne zaman ki ben ellerinden kurtulup kendimi bir kuş kadar hafif hissettim, o zaman benim yanımda hiçbir ağırlığın kalmadı. Nasıl dağ yaklaştıkça küçülür, insan yaklaştıkça küçülür ise sen de öyle karşımda küçüldün. Bir zamanlar dağ gibi seni görürken, şimdi küçük bir tepenin toprak tenindeki sivilce büyüklüğündeki taş kadar bile değilsin gözlerimde. Seni haritalara benzetirken, şimdi bir patika değilsin çizdiğim her manzarada. Küçüldün sevgili sana her yaklaştığımda. Uzaktayken, şairdin, yazardın, düşünürdün, zekiydin ve hayranların vardı alabildiğince. Ben de sana hayrandım olabildiğince. Sonra sana yaklaştım. Ra sende kaldı. Sonu bavuluma koydum. Sana ne kadar büyük hayranlık beslemiştim ise, yine o kadar büyük bir tiksinmeyle yanından uzaklaştım. Gerçi midesine düşkün bir insan değildim; ama kimsenin de benim midemi bulandırmaya hakkı yoktu. Sırf bu yüzden mideme kırampler girmesin diye ve hayatın güzel tatlarına bakmak için senden kaçtım. Ne kaçıştı o öyle. Geride bir çöp bile bırakmadım. Sen bir sokak ateşinin içini yaktığı teneke gibi öylece kaldın. Ne kadar sıcağın olsa da soğukla kucaklaştın.
..

Devamını Oku
Ömer Tural

Deniz rakımı:1350 civarında olanKaragöl köyünün iklimi sert,kışın zaman zaman kar yagmakta olup normal iklimlerde karın yerden kalkmaması gerekmektedir.Don olayları sıkça görülüp,çevre kasaba ve köylerden daha fazl kuru ayazı olmaktadır.
Dağlarının yüksek olmasına rağmen linyit kömürü madeninin bulundugundan dolayı kar kısa zamanda erimektedir.
Sivas,Kayseri arasında yol düzergahı boyunca orman bulunmadığı gibi,malesef zamanında var olan ormanlarımız yok olup kıraç bir vaziyet almıştır.
Karagöl köyü ve çevresi orman yokluğu nedeniyle,Köyün dağ ve ovası rüzgar ve yagmur sularıyala erozyana ugramaktadır.Bu dağ ve engebelerin küçülüp,yıpranması gözle görünüğr vaziyetedir.

(Ömer Tural-2007)
..

Devamını Oku
Gülhan Özkara

Tapandan Anti Toros dağlarına
Ta arkalarda Kiraz yaylaları
Önümüz Kara Sis dağı
Yanımız Hopka
Ben dağların başlarını gezerim
O dağ senin bu dağ benim hoppâââ ! ! !
..

Devamını Oku
Mustafa Suna


“Mezarlık”ta kayardık çim kayağı
Geç kalınca yerdik evde dayağı.
Yollar eder çamur, eli, ayağı.

Bağlarım, bağlarım, “Dağ Pınarlar”ım.
Kana, kana içtim; bağ pınarlarım.
..

Devamını Oku
Yakup Icik

Gecelerim sensiz ve soguk, üsütüyor beni
Kol geziyor yoklugun hergün hayallerimde
Hasretini duyuyorum özlemekten canim
Dag dag acilar birikir de icimde sensizlikte!
19.01.2006
..

Devamını Oku
Ömer Faruk Zülfikar Bakuri

Su söyler evim mahi
Kam dese gelir şahi
Muğ oğlu muğul gelmiş
Söylemiş sözün sahi

Ba turok geri çadır
Ocağı yakı hıdır
..

Devamını Oku
Feyza Kalender

bu dağların ateşi yaman
havada yapışkan nem kokusu
bu çayır çimen solmuş
bu dağ ölmüş diyorlar
yalan!

* * * *
..

Devamını Oku
Muzaffer Taşdemir

Karşısından bakarak geçirdi ömrünü, hep aynı dağın,
Arkasına hayaller bile kurmadan.
Güneşi tepelerden aşınca görürdü.
Doğduğu yere bir defacık varmadan.

Bir uykuyla uğurlardı günleri,
Ve bir açlıkla, karşılardı hayatı,
..

Devamını Oku
Enis Özel

Dağ başında üç ağaç
Siper olmuş dalları yaprakları
Gece gündüz rüzgar ile savaşır
Yenilmez bir savaşçıdır gün boyu

Dağ başında üç ağaç
Gündüzleri kanat açar rüzgara
..

Devamını Oku
Av Ümit Yaşar

Dağın yüzü karla kaplı
Dağ büyük
Dağ yüksek
Dağ yüce,
Birleşmiş tonlarca kar tanesi,
Kaplamışlar dağın yüzünü öylece.
Mevsim dönüyor yavaş yavaş,
..

Devamını Oku
Suat Tutak

Ben yine o deliyim güzelim… Yine sana; deli saçması gelebilecek amma, sevgi dolu sözlerimi, sitemlerimi, özlemlerimi, aşkımı, yakarışla-rımı sıralamadan söylemek istiyorum. Şuan, birkaç dakika öncesinden, bugün dünden, dün ise önceki günden daha çok seviyorum seni… Artan bir aşkla, arzu, istekle, özlem ve arayışla istiyorum seni… Deliler gibi. Aç
ve susuz kalmış gariplerce…
Bunları yazarken bile ne denli seni sarmak isteğiyle tutuştuğumu anlatamam. Biliyor musun, gözümde tütüyorsun özelim. Taşlar arasından çıkıp âleme isyan eden aşk çiçeğim…
Şimdi gözlerini iyice kapat. Çok az aralık kalsın. Söylediklerimi aklında canlandır. Gözlerinin önüne getirmeye çalış… Fakat mutlaka hayal et, canlandır hayalinde.
Çok soğuk, sulu sepken kar yağan, bir kış gecesini birlikte yaşıyo-ruz. Bir ormanda, dağ evindeyiz. Burası ağaçtan yapılmış, tomruk odun-larından çakma bir ev. Ormancıların dinlenme evi dedikleri, evlerden biri.
Bir yerden ödül kazanmışız… Birlikte o evde, yalnız ikimiz baş ba-şa, birkaç gün kalıp, sevdamızı paylaşacağız. Vay beee… İşe bak. Ha-yali bile ne hoş. Gerçekmiş gibi heyecanlandım. Olmaz böyle bir şans. Olsa olsa, ancak Allah’ın bir mucizesi olur… Ne hoş, ne güzel. Ayrıca elli-yüz metre uzaklıkta başka bir orman evinde de bir başka ekip kalıyor.
Bizim aşk filmimizi çekiyor. İhtiyaç olmadıkça bizi rahatsız etmiyorlar. Ve de ortalıkta hiç görülmemeye çalışıyorlar. Film bu ya… İkimiz de bu filmin başrollerini canlandırıyoruz. Konusu da şöyle: Birbirini delicesine seven iki aşığız. İkimiz de çok zenginiz ama ayrı kişilerle evliyiz. Mutsuz birer evlilik yapmışız. Geç zamanda, ileri yaşlarda birbirimizi görüp sevmiş, âşık olmuşuz… Birbirimizi deliler gibi seviyoruz. Modern zamanda, eski dönem aşkı gibi bir şey… Yuvalarımızı dağıtmak istemiyoruz amma, deliler gibi de birbirimize aşığız. Tüh beee… Ne aşk-mış yahu? Gerçekten bu aşkı biz mi yaşatıyoruz? Çok dramatik oldu de-ğil mi? Dur sonunu bekle…
..

Devamını Oku
Güvenç Gürses

Pınar’ı kurudu Dağ’ı kelleşti
Otları kurudu, kuyu körleşti.

Yanlış Pınar ve Dağ seçilmiş belli
Bu gidişle kalınacak kasvetli.

Karı yok ki Dağ'ın, Pınar’ı aksın
..

Devamını Oku
Mehmet Şahan

Açılım diyordun hep bir ağızdan,
Dağ fare doğurdu gözünüz aydın!
Kül bitti mangalda, tekbir ağızdan,
Dağ fare doğurdu gözünüz aydın!
Bunları görmezdik sen olmasaydın!

Demokrasi yalanıyla başladı,
..

Devamını Oku
Oktay Avcu

Burası sevdiğim insanların yanı değil
Burası bir kışla
Burası kör olası kapalı karanlık
Burası gurbet
Burası el
Burası sevmediğim kötülüklerle dolu
Burada ümitlerime yer yok
..

Devamını Oku
İbrahim Çiçek

İsyan ve günah o kadar çok ki
ALLAH tamam dese dağ olsa erir
Sadık bir tövbeyle etmişse terki
ALLAH tamam dese dağ olsa erir

İçi dışı yanarak köz olursa
İki avucu semaya açılırsa
..

Devamını Oku