Cünun Hallerinin Evveliyatı

Ahmet Yasir Beyoğlu
15

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Cünun Hallerinin Evveliyatı

Kays'a eydün ben bela deştinde sergerdan iken
Uğramasın yanıma billahi ol sersem yanar
Hayali
Çöl, ateşi yükselmiş sıtmalı gibi
Titremekte demadem
Harami tatlı uykusunu bozmakta ihtiramla
Gelen tuğrası güneş
Tuğrası lam ya ve lamelif
Gelen pir-i pervane
Bir parça Muhammedi, bir parça Yusuf ümmeti
Gelen tek kişilik ordu
Bir adımı milattan sarkar, diğeri asırlardan
Su ve hurma
Kızıl ve haki yeşil
Ceylan ve süt yavrusu
Tarih ve müneccimler
Kalbin çürük noktasından beslenen neyse
Hepsi de ıpıssız koydular yurdu
Kays gözlerce çıplak, gözlerce cin bozuğu
Cinler urganın boş ilmeğinde
Kan izi aramaktan keyifli
Kays'ın kuma vurduğu mühür
Üç beldede muhayyere beratı
Medine'de fakir Şam'da gazanfer
Konya'da şöhretli bir semazen
Gelen mim ve cim
Gelen ardından kasem edilen nun
Kaleme ve yazdıklarına yemin olsun
Ne bela deşti serapa Leyla değil
Ne Leyla çöl kadar sarı ve sıcak
Seferse bu kalkışma, hicret numunesidir..
Ve Leyla konur adı yorgun adımların
Su Leyla
Ayın terlediği günde
Gölgenin en koyusu Leyla
İnciğinden vurulacak gazal bulanda
Hem ok hem tehcir hem pusu Leyla..
Çölün kalbi aranır derinlerde
Perçemin verdiği şecaatle yollar kesilir
Akrebe ve hüdhüde
Üç harfli bir lisanla sitemler edilir
Geçti mi Leyla buradan
Leyla geçti mi bilincin ve akşamın kıyısından
Geçmiş olmalı çünkü
Kartallar kendi gözlerini yemeye koyulmuşlar
Yılanlar taze deriyi dişliyorlar utanç ile
Gözlerini açamıyorsa şu gözü öpülesi köpek
Leyla'yı görmüştür ve görmenin sonu gelmiştir
Aşk kabarır etten kalıplar içinde
Dil dile eklenir masal tadıyla
Çöl biter şehir başlar
Sır biter teşhir başlar
Önce kervanların yol azığı olur aşk
Sonra sarayların dedikodusu
Gündelik bir vaka gibi ulaşır halifeye
Münadiler elifbadan bahseder gibi bahsederler Leyla'dan
Saraya gel ve bir aklın hesabı yapılsın
Adı konsun etin erimesinin..
Halife kağıttan ve divitten akan gözlerle
Biraz bilgince süzdü Leyla'yı
Biraz fermanca biraz müstehzi
Mürekkep şahit ki üzdü Leyla'yı
Bu kara kız bu kuru kız
Bu kirpiği ve beli sicim gibi doğru kız
Bu mu yüklü kızıl develere, kıl çadırlara
Efendiliğe, şuura ve seherin silahına tercih edilen
Sanırım ki Kays'ta cin olmalı
Sevda denilen yıkım hüsn için olmalı
Maşuk dediğin arık bir ebabil değil
Şehir ve yağmur kokan bir güvercin olmalı..
Sus dedi Leyla, sus
Söz ilaç için olmalı
Söz mahremin cehiz sandığı
Yahut sırra vurulan perçin olmalı
Bu dediğin devlet katında kanun olmalı
Sen serhadden gelen fetih haberlerini beklersin
Çöl sergüzeştine ilişmen oyun olmalı
Leyla varla yok arası bir kevkeb
Onu görmek için mecnun olmalı..
Sustu halife
Kabzası mermere düştü kılıcının
Ve kaybolan ama zayi olmayan aklın
Hesabı yapıldı
Ve adı kondu eriyen etin
Eti eriyenin adı kondu
Kays'tan eser kalmadı sonra
Mumdan, cinden, Necid'den ve vahasından
Sonra ardından kasem edilen nundan dökülen harfler
İmza oldu geçmişin ve geleceğin altına:
Mecnun..

Ahmet Yasir Beyoğlu
Kayıt Tarihi : 11.5.2007 18:13:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Yasir Beyoğlu