Cuma namazı, İslam dünyasında önemli bir ibadet olarak kabul edilir ve toplu halde yapılan bu namaz, hem dini hem de toplumsal bir ritüel olarak öne çıkar. Ancak Cuma namazının tarihsel kökenleri ve kavramsal anlamı üzerine yapılan analizler, bu ibadetin dinamik bir süreçten geçtiğini ve zaman içinde şekillendiğini gösteriyor. Bu makalede, Cuma namazının tarihsel gelişimini, "salâtu'l vusta" kavramını ve bu ibadetin haftanın belirli bir günü ile sınırlandırılıp sınırlandırılamayacağını ele alacağız.
1. Cuma Namazının Kavramsal Temeli
Cuma ve Salâtu'l Vusta: Kavramların Anlamı
Cuma kelimesi, Arapçada "toplanma" anlamına gelen CMA kökünden türemiştir. Kürtler bu kelimeyi "Cumua" şeklinde telaffuz ederken, farklı lehçelerde de benzer türevler bulunur. "Vusta" kelimesi ise Kur’an-ı Kerim’de üstün, faziletli, adaletli gibi anlamlara gelir. Bakara Suresi’nin 238. ayetinde geçen "salâtu'l vusta" terimi, geleneksel olarak öğle veya ikindi namazı gibi yorumlanmıştır; ancak bu yorumların ötesinde "Cuma namazını" işaret ettiğine dair görüşler de vardır. Bu bağlamda, vusta kelimesi "orta" anlamından ziyade "en üstün" veya "en önemli" olanı ifade eder.
2. Tarihsel Perspektiften Cuma Namazı
Arapların Hafta Günleri ve Yevmu’l-Aruba
Araplar, İslam öncesinde haftanın günlerini şu şekilde adlandırmışlardı:
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta