Oradaydın sen de, ay gibi.
Cemalin tam aksime dönük.
Benden habersiz, benden donuk,
Benden soğuksun, bense sönük.
Şehrin acı dolu ölüm sadaları,
İçimdeki bahçede yankılanıyor.
Kapısı kırık evime doğru koşup,
Ölümler akın akın hücum ediyor.
Bir çocuk öldü dendi kara bir güz.
İçimdekinden farklı suskun bir yüz.
Gerçek bir çocuk kapattı fütursuz,
Ürkerek kırptığı küs gözlerini.
Çeyrek asır bitti ordan sürüleli,
Her an bir derde kapı aralıyorum.
Çıkmaz yol olduğunu bildim bileli,
Artık kaçmaya kapı aramıyorum.
Aslında, asla bu diyarda olmadım.
Aslı astarı budur işte solmamın.
Asma bahçelerde keyif çatamadım.
Asırlar olmadan sürgünüm dolmalı.
Ben yaş alamam paslanıp yıllanırım.
Dünkü ekmek gibi, küfe bulanırım.
Çünkü varlığım bir canlıdan ziyade,
Kuru bir topraktan ibaretti sizce.
Buruk gönlümü kime verdimse,
Vurup geçti bir pençe sessizce.
Bir tebessümle ısınacakken,
Kim ateş yakar artık gönlümce?
Devrildi işte içimdeki hükümet.
Darbe yasası hükmediyor nihayet.
İsyan, içimde yavru kuşları vurdu.
Boş cesetler uçuyor ve bu cinayet,
Bir tek sen ölmedin, bu nasıl kıyamet?
Kayıt Tarihi : 27.11.2022 01:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!