karanlığa yaslanmış ağlıyordu
koyu bir toprakla örtülü gök yüzünde
üşümekten al al olmuş tırnaklarına bakıyordu
gömülü sevinçlerini ısırganlığından kaçırarak
ve gözleri duman duman alevlere yumuluyken
eğri büğrü bir demir soğukluğuna bile hasret kalmıştı
dümdüz bir tebessüm edesi geldi içinden
ezikliğini zamana sığdırıp kalmıştı
sararmış bir minnacık yaprak uçuşup kalmıştı gözler önünde
sessizce hıçkır diye telkin etti gece
sessizce intihar etki duyulmasın çığılığın
dağlara yaslanan ayaz bakışlarınla
sevgi ve değer ara yeryüzü depremlerinde
şöyle sarsılmadan
kalem ve söze dair kaçırılan ağızdan
ölüm ve hayat arası bir şey
çatısında ot biten sevgimiz
ve küslüğe gömülü sevinçlerimiz
bizim hikayemiz
yalnızız diye ağlamakkı olan her çocuk uğultusu
söyleyin Allah aşkına
hangi yürekle katlanırım ki buna
hangi cesaret dolu elle tutarım kalemi
gezegenler sığarmı bu okyanustan tabuta
bilirim, yapayalnızım ben,
yalnızlığa dair cümleler anlar beni
sigaraların son nefesinde öksürür her şair
bomboş mideyle üşümüz ıslak bir vücudun duygusudur bu
şairlik ve kaleme dair
ben cesur değilim o kadar
analar, anadolu emzikli çocuklar doğursun
kanamalı hastalar titrerk bir sessizlikte beklesinle ölümü
açlık ve annesizlikle çıkagelen güneş
aydınlatsın benim sözümü
suskunum ve terkedilmişim
haketmemişken henüz ölümü
kapatsın Allaha varan dualarım beddualarım
ağlamaklı şiirlerle açılan gözümü
bekleyin
geliyorum...
Kayıt Tarihi : 9.5.2006 01:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!