18 Nisan 1963'de İstanbul'da doğdu. Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nden “Türk Sosyo-Kültür Yapısı İçinde Arabesk” konulu teziyle mezun oldu. Aynı üniversitede Antropoloji masteri yaptı. Bu kez tezinin konusu, “Değişme Sürecindeki Türk Toplumu ve İsmet Özel’de Kimlik Arayışı” idi. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Anabilim Dalı'nda doktora tezi çalışmalarını sürdürüyor. 1988 yılından bu yana gazetecilik yapıyor. Anadolu Ajansı’nda on iki yıl muhabir olarak görev yaptıktan sonra, 2000'de CNN TÜRK’te editör olarak çalış ...
Kimsenin kimsesi yok kendinden başka
Böyle diyor ayyaşhaneden ayık çıkan tek adem
Hayatın sırtına saplı ok bile yorgun haliyle hücumda
Masalımız: Sonu ertelenmiş bir sevinç tablosu
Nereye bıraksak iğreti duruyor dağlar
Seni hangi buluta yakıştırsam beğenmiyorsun
Hava soğuk: Kediler mart ayında sanıyorlar - çığlıklarından
anlıyorum. Tiz. Bir müzik gibi ruhuna işliyor
gidip gelen sancı: Acıdan mı doğar gülümseme?
Saklı bir mücevhere tapınan o asi tahrik
göğsünü bırakıyor geleceksiz nidaya
Gevşek artık gözlerindeki gergin tel: Aşk
Çok mu uzar gecenin kendini kanıtlaması
bir yağmur tanesi hızını kesmişken sağanakların?
Oysa sen deniz ortasındaki şaşkınlığımsın
Rüzgara da küstüm, küstüm işte, kimse bağışlamasın
Şarkılardan kaçışım hep bundan.
İç güveysiydim bu hayatta
Kapının eşiğinde kendine olmadık hayaller yaratan
Ne zaman özeleştiri yapsam
Aleyhime suç duyurusuna dönüştü kendi feryadım
Tahammül bir nefes alıp verme kuyusu
Boğaza düğüm, düğüme ilik, iliksiz bir cevap
Her suça bir yedek katil yazıldı kuşlar
Afsız aşklara aldırış, etme ne olur
Bizi muaf tut bu seferlik efkârdan
Düz bir çizgiye oturmadı hayatın
Yine de bahçede güller açmaya devam ediyor
Uçaklar yine rötarlı kalkıyor, trenler hep hamam gibi sıcak
“Hayat devam ediyor” deyip avutma beni
Dursun artık Serkisof marka eski bir saat olup
Diş bilediğin her düşman bir dost kadar bilge
Kalbine sor istersen
Tıkanıp kaldığın yokuşlardan al yanıtı
Saatler on beş yıl öncesinden daha hızlı geçiyor
İbne ibre, sokulası akrep, don kişotsuz yelkovan
Didişip durduğum kendim, siktir git cehennemin dibine
Bir daha ne görün beyazperdede figüratif hallerde
Ne tekkede kuyruk bağla talihine yeni bir kem eklenmesin deyu
Aşkta icrai rezalet çıkarmak maharet ya, sakla günlüklerini
Gün gün buharlaşıp uçsun kelimeler, çarkına sıçsın kalbinin
Ağlardan kalbini kurtaran ince bir balıktı belki o
Kılçığı en çok kendine batacak
Uçsuz denizler eskitemedi yine de
Düşlerini maviye vurdukça kudurdu bahtı
Esir düştüğü bütün aşklarda aynı ses
Şairlerin yağmuru es geçtiği yıllardayız
Tosbağa meraklısı diye ti' ye alınanlar birer galip sayılır mağlup
Çocukların adlarını nüfus kütüklerinden silmek üzereyiz
Damla
Çağla
Nehir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!