sabahın ilk ışıyanı bu gün yine gözlerim
yine yokluklara günaydın dedim bu sabah
geçmişi kaldırdım tozlu raflardan
yaprak yaprak açtım yaşanmışlıklarımı
her biri diğerinden güleç sevgilerim vardı
özlediğim yarınları yaşıyorum şimdi
hani şu gündüz niyetine yattığım rüyaların düşü
hani içimin labirentlerine hapsettiğim sevgi gülüşü
hani dilimin hiç bitirmediği vuslatımın bir türlü kavuşamadığı
çok aradım,
çok koştum peşinden
çok yoruldum belki ama;
Sanki koşarcasına bir hız sonumuza
Sanki biz bizi yitiriyoruz yüreklerimizde
Ellerimiz çaresiz kalıyor derlemeye yıkıntıları..
Sanki bizi biz öldürüyoruz benliğimizde
Bize ait güzellikleri hatırlamaz oluyoruz
Sanki biz bizi terkediyoruz içimizde...
sensizliğime kadar üşüyorum yokluğunda
gözlerimi devirip bekliyorum hiç gelmediğin yolları
ne zormuş çıkarıp atmak içinden bir çırpıda
sen bana yasaksın...
ellerin,gözlerin....
yasak..
sevmek kim....?
ben kimim ki...?
ya sen...sen lisanını bilmediğim yürek?
sen kimsin?
puslu bir sabahın ince ışığı mı?
aşk aşk diye ötelerden çağırdığım;
bir yılı daha tüketti bu yürek
biten takvimin yaprakları değildi sadece
beklentiler de bitti yaprak yaprak
gidip de dönmemeler, dönüp de bulmalar...
olmazları hayal etmeler bitti...
hiç işi bitmeyen terzi gibi,geleceğe teğeller bitti kısacası
mutlu musun yokum artık?
hiç olmadığım gibi yok ettim kendimi sende...
yılları derleyip topladım yüreğimde
kilitler vurdum en derin mahsenine anılarımın
sessiz sedasız geldin...
bir enkaza koyup gittin..
Çok mu gerekliydi de doğmuştum..
Kasımın bilmem kaçıncı gününde
bir akşam vakti..
bu kadar basit mi bunları dökmek...?
hatır gönül dinlemeden kırıp gitmek...?
bir fincan kahveden daha mı hatırsız gördün beni...?
bunca öfkeyi tükürecek kadar yüzüme...
ne yaptım sana?
bu kadar mı yanlıştın sen...?
bu akşam tüm anıları susturdum yüreğimde
gözlerimin sen rengini sildim
yalanlarının pembesini aldım yüreğimden
öflerimi fışkınladım...
sonsuza değin susturdum seni içimde
yoksun artık olmayanım...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!