Kelebekler ağlar mı bilmem
Ağlıyordu bir tanesi
Gözleri uzaklara dalmış
Minicik bir kızın düşünde…
Dönüp kanatlarının o güzelim rengini göremeyen
Küçücük bir kelebek
Toprağa birikiyoruz…
Toprağa karıştırıyoruz…
Kulu
Kulluğu…
Eller görüyorum.
Eller…
Aya doğru çekiliyor
zincirlenmiş bilekleri.
Ay üç tane!
Ay hilal!
I.
Bir yaprak düştü
Ağlayan sarı bir yaprak...
Yavaşça...
Usulca...
Sessizce...
Gelincik kuruttum
İnce, zarif kuruntular biriktirdim sana...
Kuru gelincik oldular elimde boynu bükük..
Elimde kuruntularım
Önümde şehrin ışıkları
daldı gözlerim...
Şimdi
tut nefesimi
İstanbul,
denizine bırak…
Dört duvardan ırak
bir yer bulsun kalbimde
(Kambur Mary:
“Ben ölüyüm, ağla benim için”
diyordu John’a hayal kurarak) *
I.
Ah Mary
Biraz önce iyi niyetimin
hepsini yedim...
Bozulmak üzereydi de! ! !
Tavsiye ederim sen de ye.
Yalnız içine
Bir avuç
toprak parçasına
gömün
etnik
aidiyetinizi.
Orada,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!