Lisan neyim olur dili neyleyim
Bendeki bu senli hali neyleyim
Gölgesinde bir kaç nefesim yoksa
Çınar neyim olur dalı neyleyim
Yazalım bir şarkı daha ihanet koksun her satır
Bir isim verelim ona ne kıymet bilsin ne hatır
Lanet etsin bize bu gün aşk şehrinin sokakları
Elimi tuttuğun o dem yanan gönül ocakları
....
Gurebadan tarafız Yesi'den nam verdiler
Hal bilmezin başında kalpak ve taç değiliz
Bizim ebed postunu dost gönlüne serdiler
Bir nadan minnetine zinhar muhtaç değiliz
...
Hayatının baharını,
Kesti gitti demesin, o.
Yapamadı ayarını,
Esti gitti demesin, o.
Gösterip su kenarını,
Testi gitti demesin, o
Erzincan'a ateş düştü dediler yandı Elaziz
Bir kere daha hicranla ismini andı Elaziz
O ateşden İstanbul'a bir avuç kor gönderdiler
Göz yaşlarım buza kesti ben öldüm sandı Elaziz
.............
Sen sağlam dur Gokhan Avcı düşersen kalem de düşer
Selamların başım gözüm üstüne
Öyle budanmamış dalım kalmadı
Dönerim diyorsun sabrı bir dene
Fakat bekliyecek halim kalmadı
Ne cesaretim var ne de dermanım
Sundum dergahına sırlı gerçeği
Açılırken vuslat denen son perde
Yaktım kapısında tüm geleceği
Söyle artık gönlüm ümidim nerde?
Yakar bizi içten içe gör nasıl
Şakağımda dokuz otuz sekizlik,
Gümüş işlemeli mermi çekirdeği parlarken,
Yaşamla ölüm arasında dokuduğum,
O meşhur kilimin en asi motifinde,
İpek sırma ipliğin üzerine düşen,
Gam gölgelerini,
Gel çevirme lafı sözü düz söyle
Barı, beri, biri, boru bildin mi
Aşıklar cemine özü düz söyle
Tarı, teri, tiri, toru bildin mi
Kali halle yoğur hayra yor da gel
Kırarsa kalemimi kader denen mahkeme
Sen vur kellemi sakın nadanlara bırakma
Gözlerime bakıp da bu bana zuldür deme
Ferman deyip can alıp satanlara bırakma
Bizim makamdan olsun okur isen salamı
''Kalbini yar kalbimin kıblegahı kıldılar''
Bu müthiş olurdu aziz dostum.
''Kalbini yar kalbimin kıblegahı kıldılar''
Bu müthiş olurdu aziz dostum.
''Kalbini yar kalbimin kıblegahı kıldılar''
Bu müthiş olurdu aziz dostum.