Oturmuş söyleşir bizim erenler
Hem kör hemde sağırmış yukarısı
Ben görmedim ama diyor girenler
Böyle olur bu peteğin arısı
Kimi puşt olurmuş kimi vicdansız
Aynalar yine kırgın umut tomurcuğuna,
Yanık buğday kokusu sinesinde toprağın oy,
Kemirir köklerimi adı bende saklı köstebek,
Unutur olmuşum gönülden güle giden yolu.
Tez gel turnam, gel bu bezmi sen kapat.
...
O garip umman içinde ömrümün son baharında
Yanaştığım bu limanın ismi efkar olsun mu yar
Dalgalarla boğuştuğum bir gecenin neharında
Ulaştığım şehristanın ismi efkar olsun mu yar....?
.....
Madem bana gelmek için yol tuttun
Kimden yana kalem yazar bildin mi
Aşk derken de hele kaç nefes yuttun
Sevda hangi kalpde gezer bildin mi?
Güneşi küstüren her gece kimdir
Sevgili Cevat kardeşim,
İzmir'den uzanan bakışlarını hatırlıyorum,
Gençken.
Henüz hayat bozmamışken ruhumun sermayesini,
Senin ışıltılı gözlerini hatırlıyorum.
Bezm-i elest vardı hatırladın mı
İşte ben bu hara o zaman düştüm
Hasret canı sardı hatırladın mı
İşte ben bu zara o zaman düştüm
.......
Bir nazar ki, zehrimi tatlandırdı
Kervanlar yollara revan olmadan
Hakkı hakta bulan mı var üstadım
Hesap günü büyük divan olmadan
Bak geride kalan mı var üstadım
.........
Uzaktan sevmekten onu yoruldum
Kimini parayla aldın,
Kimini narayla,
Kimini de sırayla.
Rüzgari'yi ise yarayla.
Sen var ya sen.......!
Yaz diyor bana üstat öbür havadan
Sanki bunu yazan el benim midir
Anlat biraz dünde kalmış davadan
Bilmem ki konuşan dil benim midir
Karşı yakada ki bağdan bana ne
Hoş ve safa geldin küçük deryama
Bu dünyanın bir sahibi var dostum
Nezaketen hele buyur der ama
Ömrümün de musahibi var dostum
.....
Yandık mahreminde şair dediler
''Kalbini yar kalbimin kıblegahı kıldılar''
Bu müthiş olurdu aziz dostum.
''Kalbini yar kalbimin kıblegahı kıldılar''
Bu müthiş olurdu aziz dostum.
''Kalbini yar kalbimin kıblegahı kıldılar''
Bu müthiş olurdu aziz dostum.