Aklıma sığmıyor bu bencillik
İçinde yarınları olmayan yalın düşler
Sırtında hala dünlerin yükünü taşıyan
Bugünlere hiç cesaret bırakmayan
Adına ömürlük hata denen
Aslında doğru olan yanlışlar
Aklıma sığmıyor
..
Aşık oldum ben sana
Özlüyorum hep ama
Bir cesaret alsan
Teklif etsen bana
Deliler gibi seviyorum
Herşeyimi veriyorum
..
SIRA SENDE
İç çekiyorsun bu gece yine derinden. Yine yeniden, on dakika öncesini, dünü, bir yıl öncesini ve kaç yıllar öncesini çekiyorsun derin bir nefesle içine. Aynaya bakıyorsun fakat aynı yüzü görüyorum yine ve yeniden soluk, mutsuz, memnuniyetsiz, gülmeye çalışan ama samimi olmayan bir tebessüm yalnızca suratında oluşan. Saçın aynı kaşın aynı bir of çekiyorum yine sen ve ben, her şey aynı. Dün yaşanan ve bu sabah yaşanan. Acılar aynı, dertler aynı, haberler aynı. Ne oluyor kendi eksenimizde dönüyoruz devamlı. Ben bu sahneyi görmüştüm birkaç yüz kere daha. Bu gözyaşını bu geceyi tanıyorum yine o işte yapıştı yakamıza başarısızlık mıydı adı? Yok, yalnızlıktı sanırım. Yo hayır adın neydi senin ya yetersizlik, tembellik, huysuz muydu adın. Her neyse zaten isimleri tutamam hiç aklımda. Gördüm mü bilirim ama bu kez görmekte zorluk çekiyorum, başka biri ya da bir şey bu. İsyan mı diyesim var ama karşılaşmadım seninle daha önce, kaçmak mı desem yok bu kaçamaktan farklı. Aynaya bakıyorsun yeniden, gözlerim evet ne güzel renkli ve parlak aslında. Saçlarım evet çok güzel ama senelerdir taşıyorum, beklide bu yüzü biraz göstermek gerek. Bir değişiklik yapalım ne olabilir… Makas vardı buralarda biraz saçlardan alalım. Böyle şekilsiz oldu biraz daha kessek ne olacak ki ben buradayım. Biraz daha dur en iyisi çok küçükken annemin kestiği gibi keseyim kısacık kulak hizasında hadi cesaret küçücük bir değişiklik işte. Bir kere makası vur gerisi zaten mecburen kesilmek zorunda. Tamam, bu da oldu yaşlara aldırma kestin artık hepsi aynı olmalı hadi başladın bitir işte. Tamam, kestin işte güzel oldu ama bak. Ne kadar da korkaksın değişmekten ne kadarda korkarsın hep. Fakat ben bıkmıştım bu eksen etrafında dönmekten. Tamam, sus artık ağlama değişecek, yeniden sıfırdan diyordun işte hayat önünde seninle şekillenmek üzere bekliyor. İşten ayrıldın biraz zoraki olsa da, aşk yok, görüntünü de değiştirdin bakalım neler olacak yeni oyunda. Şimdi oyunun kurallarını belirleyelim. Kazanana ödül olarak huzur verelim kaybedene bir ceza verelim. Ben eşeğim dedirtelim güleriz biraz ne dersin. Ne çok eşeklik ettiğin zamanlar oldu daha önce de değil mi. Mızmızlık etme hadi bozma şimdi oyunu. Bahane yok bak düşüp dizini kanattığında ağlayıp kaçmakta yok. Yara bu geçer biliyorsun sende bal gibi. Hadi ooo piti piti evet sıra sende. Sen başlıyorsun ebesin. Gözlerini bağlayalım. Sezgilerine kulak ver ebele kimi ve neyi istiyorsan. Korkma güven ve koş uyarırım büyük bir tehlike anında ve ebelemekten de korkma düşürürüm diye. Ebe olan da eğlenecek ve oda başkasını ve kim bilir belki yeniden seni ebeleyecek. Sonra da yüksekten atlama yarışı yaparız. Bakalım kim en yüksekten atlayacak. Bilirim korkarsın ama hatırlasana küçükken de nasıl korkardın ama hırs yapıp bırakırdın kendini boşluğa. Tamam, bizimde var ödevlerimiz ama biraz oynayalım sonrada ödevleri yaparız. Bir kez de yapmasak ne olur ki yani artı yerine bir eksi olur defterde altüstü. Sonra çalışıp telafi ederiz nasılsa. Yapmadık sanki daha önce, hadi bahane yok. Sonrada saklambaç oynayacağız. Saklananları bulup ebeleyeceğiz. Ebe söbe buldum seni işte buldum sensin ebe. Sıra sende hadi sende bul beni. Hadi tembellik etme ben ödülümü almak ve huzurla uyumak istiyorum.
..
yarasa iştahıyla saldırmıştı gece
zamansız yakalanmıştık aşk a
karanlıgı parçalamıştı yüzümüzü
ayıplarını göremeden gözlerimiz
zorba bir efendi olmuştu ihtiras
köle gibi çalıyordu bedenlerimiz
kılıçtan keskindi sevişmelerimiz
..
Zaman içinde yok oluyor ruhum
Biliyorum ama engel olamıyorum
Neden anlamsızca yaşıyorum
Yaşam artık benim için bir acı
Katlanmak çok zor geliyor
Nasıl kurtulucam biliyorum
..
Korkularımı itiraf etmek
Ne zor şeymiş?
Anladım ki tüm cesaret gösterilerim
Bilinçaltında korkularımın gösterisiymiş
Korku / cesaret arasında
Dolaştım yıllarca
..
Seven yürekte büyür cesaret,
Sevdiğine ulaşmak,
Aşkına kavuşmak için,
Şair olmakta gerekmez,
Sevgi zaten bir şiir değilmidir?
Yaşamı çiçek bahçesi yapan,
İçinde kırmızı güller,
..
Bağlamışlar seni bir bağa,
Boynuna takılmış ipin ucunda bir ağa
Ağandan cesaret alıp
Havlama cırbağa
Makam, mevki, yetki,
Senin için olmuş bir kama,
..
İnan bana bütün imkânlarımı kullandım seni unutmamak için. Sağ olsunlar anılarımızda çok yardımcı oldu bana. Sık sık hatırlattılar seni. Mesela geçenlerde oturduğumuz bankta bizi hatırladım. Biz varmışız gibi seyrettim anılarımı. Gidecek bir yer bulamamıştık hani. Kalakalmıştık öle meydanın ortasında. Yanımızda duran ilk banka oturmuştuk. Gidecek hiçbir yerimiz yok sanmıştık. Oysa gidecek hiç bir yer yok zannederken, dünya bizimdi. Biz de dünya idik. Kapalı bir midyeydi dünya. İçinde saklanan inci ise; aşıkımız. Biz sevgili; iki katil, o midyeyi açmaya cesaret edemedik. Bir midyenin içinde hapsaoldu sevgimiz. Orada yaşlanıp ölecek sayemizde. Biz mi? Bizse saçma sapan hayatımıza, saçma sapan gururumuza devam edeceğiz. Öylesine mantıksız donuk bir hayat olacak yaşadıklarımız. O inci gibi yaşlanacağız bizde. fakat ondan ayrı bir yanımız olacak. O kaderine terk edilmişken, biz kendi kaderimizi kendimiz yazmış olacağız. Ayrıca o incinin katili olarak anılacak adlarımız. O bank ayrıca girdiğimiz kafe, üzerinde ellerimi tuttuğun masa, gözlerime derin derin baktığın o eski sokağın köşesi, yerdeki kaldırımlar, önünden geçtiğimiz dükkânlar, vitrindeki manken katili olduğumuz aşkın birer suç delili olarak duracaklar önümüzde. Bize hiçbir zaman şahitlik yapamayacak konuşamayan cansız anılar bunlar. Hepsi fark etmeden geçmişimizi yaşatmaya çalışan varlıklar. Konuş desen konuşamazlar. Öle bakarlar yerlerinden ayrılmazlar. Yine gider sen bulursun onları. O zaman konuşurlar aslında. Sen susarsın onlar konuşur. Susarak konuşurlar. Zihninin derinliklerinde çığlıklar atar hepsi. Duymamak için kaçarsın. Başka çaren yoktur çünkü.
Şimdi senin gözkapakların çoktan gözbebeklerinin üzerine kapanmıştır. Bense, daha bu öksüz geceyi sahipleneceğim. Ne kadar gökyüzü olamayıp içimde yıldızları barındırmasamda iyi bir üvey anne olacağım kesin. Yine seni unutmamak için bütün imkanlarımı seferber edeceğim. Birşeyler karalarım yine. Sonra gecenin kıyısından en dibe dalıp umutsuz aşkımıza defalarca vurgun yerim. Seni uyandırmak gibi bir niyetimde yok. Zaten öyle derin uyuyorsun ki sevgili, bir türlü uyandıramıyorum seni aşkımıza. Belki bir daha böyle derin sevmeyeceğimden korktuğum için unutmak istemiyordum seni. Öyle sebepsiz nedensiz seviyordum. Kendi dillerimi susturup yüreğimi konuşturuyorum çoğu zaman. Gözyaşlarım yüreğimin yansıması oluyordu. Her bir damlada sen akıyordun yanaklarımdan. Onlara bile kıyamıyordum. Belki bu sevgi sana göre sıradandı, oysa bana göre Leyla ve Mecnun'la yarışacak kadar güçlü. Belki de Züleyha’nın sabrıydı aşkımı yaşatan. Belki de geleceksin sandım. Çocukluğumdan beri masallara hep inanırdım yada inanmış gibi yapardım bilmiyorum. Zannedersem kendimi kandırdığım en büyük masal sana olan aşkım oldu. Gelmeyeceğini bildiğim halde bekledim. Öyle derin seviyordum ki seni büyü bozulmasın istedim. O yaşlı cadı hiç bir zaman pamukprensesi zehirlemesin istedim. Pamuk prenses o elmayı gerçekten ısırdımı bilmiyorum ama senin sevgisizliğin beni gerçekten zehirlemeye başladı sevgili. Susukunluğunun ve aldırmamazlığının kalbime giden damarlarımı tıkadığını hissediyorum. Sensizlik beni yavaş yavaş öldürüyor. Aşkım artık nefes alamıyor sevgili. Kırılmışlığın en uç noktasında bir kürdan kadar inceylen yüreğim, daha fazla dayanamayacak bu terkedişe. Alnından tane tane dökülen her bir ter damlasında ağlarken emeklerim, sıradan bir mendile silmek zorunda kalıyorum harcadığım hislerimi. Yabancı bir ele teslim ederken hayallerimi, aşkım ona ihanet ediyormuşum gibi bakıyor sancılandığı yerden. Bense tıpkı bir suçlu gibi başımı öne eğiyorum. Sadece üzülebiliyorum. Kurtaramıyorum aşkımı, onu öldürmenin en doğru karar olacağını düşünüyorum. Daha ne kadar hayatının boş kısımlarını doldurabilirdim ki? Ne kadar dayanabilirdi kalbim sevgisizliğe. Artık herşey sahte sevgili. Hatta A-Ş-K harflerini çıkardılar alfabeden. Üzeri örtülü masama kır çiçekleri yerine yapma çiçekler bıraktılar kokusuz. Sen giderken bütün sancılarımı bir kapsüle doldurıp yutmak zorunda kaldım. Ne kadar boğazımda kalsada ayrılık, seni unutmalıydım. İnan bütün imkanlarımı kullandım seni unutmamak için. Ne yapabilirim ciğerlerim nefes almıyor, kalbim sana çarpmıyor artık. Evet sevgili üzgünüm, artık seni sevemiyorum. Rüyalarımı sana yoramıyorum artık. Ben seni unuttum, seni sevmiyorum. Ama inan bana bütün imkanlarımı kullandım seni unutmamak için. Sense gidişinle beni ayrlık mektebine gönderdin. Elime bir diploma tutuşturdular. Üzerinde yazan not: TEBRİK EDERİZ UNUTTUNUZ.
..
Ölmeyecek misin?
Nerde kaldı yürek? Nerde cesaret?
Hani ne oldu dünyevi metanet?
Aklına hiç getirmedin ölümü!
Katlettin bunca Allah kulunu!
Dünyaya gelmek,
..
Gönül avlusundaki masallar...
Zihnimi uyuşturan sen ile ben kendine has, anlatan ıle dinleyenin bir olduğu büyülü bir vakitte, göz göze geldiğimizde karıştırır gece bizi buyurdu Şahım. Ne kimsenin bağırması ne de çığlığı duyuluyor artık sevdiğim için söyleyeceğim bir düşünceye oturttuğum sevgiyi dedi Pirim. Bütün sesler, çiçekler, yıldızlar, kabirler bir gönderme yapıyor. Hak ettiğini söylemek mümkün, sedaların yutulduğu bir an yaşanıyor dedi Mirim. Mutlak bir sessizlikte kimliğini bulunca sona erer yalnızlık dedi Meczup. Sözcüklerle oynan bir oyun değil sevmek, okumaktır hep yanı başında duran sevgiliyi dedi Zahit. Zorlukla açılan kapının yarattığı simge değil, hiç açılmayacak endişesiyle her seferinde anahtar sokulan kapı, kolayca açılır şems vakti gelenin o olduğunu müjdeliyor dedi İhtiyar Bilge. Gözyaşı kapın kalp bağın mı? Birbirine sığınan sohbetlerin gönül rızasıylaysa, öyle bir yer ki sevgin, saçma bir şey olmaz dedi Garip Çoban. Bölünmek kadar saçma bir şey olamaz duygularının, gelip her bir fethettiği düşünülene teslim etmek varlığını muazzam önem taşır dedi Fakir. Ne fark eder ki? Ve kim bilir, ilk kez toprağın filizlenecekse dedi Hırkasız Derviş. İlham veren güneş dili olanlarda sevginin hüküm sürdügü hayat var, uzaklarda değil dedi Seyyah. Kalp atışını donatıyorsa düşündüğün,her gün güneş doğup batıyorsa gözlerinde, teninde ay tutuluyorsa, üryansa gökkuşağın fazlasıdır Aşk
Vakitlere ortak olmak...
..
Tan yeri ağarırken, ufukta kara bir leke göründü. Güneş, o gün çok farklı doğuyordu. Sanki o günü hiç yaşamak, doğmak istemiyordu. Olan olmuş, doğmuştu. Birden kurşunlar ardı ardına yağmur gibi patlamıştı. Sonra yere bir bez parçası düştü. Üstüne kan damlamıştı. İnsanlar çılgına dönmüş, haykırıyordu. Daha önce böyle kanlı bir gün yaşamamıştı. Yaşandı. Bu bir rüya olsun, kabus olsun; gerçek olmasın. Yaşanmasın böyle bir olay desek, dua etsek; değişir mi bu yaşananlar acaba?
Korkunç bir rüyadayız sanki. Leke, camda olsa da bezle silip temizlesek; değil. Elimize boya fırçasını alsak; ufukta ki lekeyi beyaza boyasak. Olur mu, tutar mı? Olmuyor,tutmuyor. Yaşanmamış bir düş gibi düşünsek, unutsak. Olmuyor, ne yapsak. Gerçekler önümüzde cırılcıplak duruyor. Susmak, teslimiyetçiliktir, acizliktir.Buna sessiz kalmak, olayı kabullenmektir. Başka saldırılara cesaret vermektir.
Ufukta ki küçük bir lekeyi ilk gördüğünüzde ilginizi çeker. Aaa! Ne kadar güzel değil mi? dersiniz. Öyle sevimli, öyle masum görünür ki insanın sevesi gelir. O leke yavaş yavaş büyür, büyüdükçe sevimliliği kaybolur. Çirkinleşir. Bazen de canavarlaşır. Birçok hayvanın yavrusu çok sevimlidir. Örneğin; aslan yavrusu masum durur. Sevimlidir. Ama o yavru büyüdüğünde sevimlilik kaybolur.Çok tehlikeli olur. İşte bunun gibi bazı şeyler vardır ki başlangıçta size masum gelir. Büyüdükçe,önemsemediğiniz şeyler bir gün karşınıza tehlikeli olarak çıkar. Olgunlaştıkça, saldırganlaşır. Kontrolü zorlaştıkça, şaşırırsınız. Ne oluyor? Dersiniz. Karşınızdakini tanıyamazsınız. Bazen kara leke, önüne geleni yok eden, kendinden başkasını görmeyen, kara bir delik oluverir. Öyleyse, ne yapmalı? Eğrisini, doğrusunu iyi tartmalıyız. Ileride neler olabileceğini kestirip, tedbirini almalıyız. Yoksa önü gözükmeyen bir yere veya bir uçuruma sürükleniriz.
Evladını kaybeden insanla yılanın hikayesini bilirsiniz. O hikayenin sonunda yılan'Sen de evlat acısı, bende kuyruk acısı olduğu sürece seninle dost olamayız'der. Dileriz, bu yaşananlar buna benzemez. Dileriz, bu bir rüyadır. Rüya kalır. Dilemekle, gerçekler değişir mi, silinir mi bu kara leke? Kolay kolay silinmez. Peki, kim silecek ufuktaki bu kanlı lekeyi? KİM? Siz biliyor musunuz?
Cengiz ÇETİK
..
Bazı açmazlarında
Cesaret edemez olur ya insan
Kendini görmeye bile
Öyle zamanlarda bir kaçış sanır
Düşlere gömülmeyi
Sanır da
Kaçamaz gene kendisinden
..
Ruha yerleşmiş bir şey,
Ruhtan bir hisse,
Aslanın kükremesinde,
Kartalın bakışlarında gizli…
Ruh bu! Ruhtaki kuvvet…
Bazısında hep var,
Kimisinde de hiç yok.
..
İç birader iç!
Yanar durur içim
Bu ülkede zor geçim
İntihara cesaret bulamayana
İnan bu iyi bir seçim.
İç duman olsun düşüncelerin
..
Hayatin yürüyüp giden akisi yönündeki olmus olacak veya olmasi muhtemellerde bekleyen gelismelerine dair sorumluluk yükümlülük paylasim yakinlik tutum fedakarlik bilinc bellek hukuk hak birikim duyarlilik sevgi cözüm samimiyet emek ilgi iletisim tutarlilik gibi her türlü diger yasamsal degerdeki hassasiyetlere onur irade ve itibar gösteremeyen her kayitsiz ilgisiz ihmal ihanet yahut inkarlilik, sonunda büyüyerek berbat oldugu bataklikta sonsuz bir cöküsün kesintisiz yagma talan yalasn yanlis zifir zindan ören veranlar iyla kusatilip yönetilerek her seferinde acisi sefaleti pasramparcalanmisligi bir evvelinden misli misline katlayan kalici kiyimlar ve yikimlar harabesine dönüsür.
Hic bir kuskuya yer vermeksizin yogun bakimlar altina alinarak özenle yapilandirilip bütün cöküs yozlasma cürüme yagma talan hukuksuzluk haksizlik temelli bataklasmalarindan kaynagi saglanip beslenen basina buyruk böylesi basi bozukluk kendi karakterine göre düzenlendigi her türlü ahlak adalet kültür akil fikir his haz hassasiyet tutum davranis düsünce ve insan bozulmuslugunu özelllestirerek sayesinde düzeninin devamini sagladigi ENDÜSTRI haline getiririr.
Oysa en usanmaz bikmaz egitici gözleyici deneyici sinayici ögretici olarak tüm canli cansiz türlerinin bilhassa düsünerek bilinc bellek kazanimlari enginligiyle aklini olusturup tutup ve davranislarini derleyip düzenleyebilen insan icin yere göge serilmis uzanmis olan TABIAT, cesaret hukuk bilgelik atilganlik fedakarlik sevgi merhamet paylasim dirayet sadakat samimiyet özveri saglamlik devamlilik ilgi irade özgürlük güven ve huzur saglayip huzur verebilenleri kendine izi ve yolu etrafinda toplandiginin yetkilisi kilip yönetim hakkini verir…
Filler kuslar kelebekler sincaplar arslanlar kurtlar leylekler afrika antiloplari buzul penguenleri dag sürüleri okyanus balinalari cöl develeri yaban atlari……
Saymakla bitmeyen bütün canli türleri böylesi bütün yasam bilgeligini kendi bencilliginden uzak ve öte tutan iz yol yön yordam bilgi beceri yetkisini en donanimli sekilde kendinde yetismis yetkililige hicbir kuskuya yer birakmayan özgüvenlilikle teslim ederek varligini birligini dirligini kisiligini karakterini olusturan aitdiyetlilik bagliligini bildirir ve oradan huzurun mutlulgun kaynagini saglayan yasam zenginligini sürdürür.
Tarihin bütün evrelerinde iz birakip isim yazdiran TÜRKLÜK`se, ardindan giden topluluklarin bütün haysiyet özveri irz namus hukuk vicdan merhamet sevgi cesaret yigitlik güven özgürlük özgüven saygi inanc birikim kazanim akil fikir yol ahlak kültür gelenek örf adet ilim bilim beceri yurt yuva toplum ve birey gibi sayisiz ve sinirsiz degerlerini kisiliginde özümseyip benimsemis en yetkin düsünen danisan davranan yönlendiren ve yöneten ehil karakterlerce hayat buldu hep.
Cünkü EGiTiM ve ÖGRETiM…:
..
Deyyusa bak deyyusa…..Rus….!
Rus, öteden beri dünyanin kökünü kurutup insanligin soyunu tüketmekle Hitler`den zerrece farki olmayan soygun sömürü savas isgal yagma ganimet zulüm ölüm sirketlesmesinden türlü danisikli dögüsler etrafinda hem hasim hem de her kosulda vaszgecilmez ortaklik ettigi Yuro-amerika agirlikli Japon Cin Avusturalya vesairler haydutluguyla el elde kafa kafaya yan yana dip dibe birlikte beraber ajkil fikr plan proje pusukurgu oyun ve desiseler yapip yürüterek….
Tipki birinci ikinci dünya savaslari sirasinda oldugu gibi….
Soguk savas silahlasma restlesmellerinde oldugu gibi aynisinin aynisini…
Bugüne BOP ana merkezli dünya kapsamindaki yagma zulüm siddet salgin ölüm isgal tecavüz soygun sömürü gasp savas tehdit korku kabus kavga kargasa bölünme parcalanma soguma kizisma ayrisma catisma insanlik buzullasmasini SURiYE baslikli cehennem girdabina daraltip bütün insanlik disiligini ortaya sergileyen azmis sapmis kabarmis kudurmuslugu kamcilayip `sen Iraktan ben Suriyeden ` parolasiyla kamcilayip kiskirtirken, ettikleri kanli kirli katilligin yükünü vebalini onlara sinirsiz sorgusuz hizmet etmeyi kendilerine onur sayan ISID ve PEKAKA gibileri en basta olmak üzere ismarlandiklari siparise göre her türlü sicili bozukluga vaziyet alan küresel –yöresel usaklara bitligin ve hainligin en seckin sabikaliligini bindirip güncelleyerek kaydetti.
Oysa yasamin hayat buldugu her yerde kisi kendini kararli saglikli tedarikli akilli güvenli huzurlu mutlu dirayetli inancli deneyimli birikimli yetkili bilincli bilgili davranis tutum hak ve söz sahipliligine egitip büyütürken, ciktigi yasama sevinci kesfinde olasi hatalarindan düsünüp danisip eleyip süzüp tartip ölcüp sorup sorguladigi topyekün kazanim ve cikarimlarla cesurca sarfettigi tüm emeklerin karsiligi özgürlesir, özgüveni artar, sevgiyle bagli oldugu yasama sevincini kimsenin kulu köpegi olmadan yönnlendirip yönetmenin tükenmez kaynagina ulasir….
Bu gayret…
..
bir dilin olmalı
her sözcüğü güzel eyleyen
üstünde öpücükler istiyorum
bir yanağın olmalı
kış gününü bahar eyleyen
gamzesinde gülücükler istiyorum
..
Yüreğimden oluk gibi akarken sözcükler
Nedense kalemime gelince birden kesildiler
Korku bu olsa gerek cesaret gerek
Doğru veya yanlış bir şeyler eklemek
Dümeninde benim olduğum bir gemide
Çılgın dalgalarla boğuşmak gibi
..
Aşk cesaret işidir,
Hep cesur olacaksın.
Engeller karşısında,
Kararlı olacaksın.
Aşk bir seçim işidir,
Düşünüp seçeceksin.
..