ÇERÇİ
Baharı, Yaz’ı kışında,
At arabası peşinde,
Her ayın yirmi beşinde,
Köye geliyordu çerçi,
Kurdela ile Kına’yı,
Plastik, mandal tokayı,
Tartıp arpayı, buğdayı,
Öyle veriyordu çerçi.
Her türlü manifatura,
Doldurup çıkardı Tur’a,
Arada sırada kura,
Bile çekiyordu çerçi.
İndiriyordu peçeyi,
Tıklıyordu pencereyi,
Tezek ile tencereyi,
Takas ediyordu çerçi.
Vermez idi veresiye,
Dost kalırdı ölesiye,
El ‘ini atıp ense ‘ye,
Dönüp gidiyordu çerçi.
Çatal, kaşık, bıçak, tabak,
Toprak testi, çömlek çanak,
Naylon leğen, güğüm, ocak,
Elde tutuyordu çerçi.
Ne var ise pazen, basma,
Gem ile yuları, tasma,
Elma, armut, yemiş, asma,
Kâra katıyordu çerçi.
Kaynatarak yumurtayı,
Yanında bir demlik çayı,
Çekerek uzun havayı,
Göbek atıyordu çerçi.
Hem gariban, kibar, nazik,
İğne, iplik, düğme, yüzük,
Çoluk çocuğa bilezik,
Un’ la satıyordu çerçi.
Köye adımı attımı,
Müçtehit'im mal sattımı
Kazanxına kâr kattımı,
Bayram ediyordu çerçi. .
İsmet Murat (Müçtehit)
Halk Şairi
Kayıt Tarihi : 12.2.2019 16:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!