Vakit savaş sonrası kıtlık yılları,
Yoksulluk
Yokluk karakışın kara ayazında
Zirve noktasını yaşıyordu
Anadolu’nun ücra dağ köylerinde
Yatağa tok giren nerde ise yoktu
Ekmek baş tacı
Katıkları çoğu zaman kül
Yedikleri ayaküstü bir ottu
Sorsan
Sabaha aç kalkmayan çoktu
Yoklukta yakalanan
Şükür bereketi yaşatırdı çoğunu
Hevesler çocuk kursağında takılı
Yol almayı bekler
Fren izlerine inat
Birkaç kuşak sonrasının
Asfalt gönüllerinde
Ne de olsa her doğan çocuk
Taze bir umut
Yarınlara tohum olarak ekilen
Bu devirde zamanı adımlayan
Yüz hatlarında çilenin derin izi
Tatlı dilli, yaşlı
Sabrın meyvesi,
Şükrün neşesi
Altı erkeğin tek kız kardeşi
Okumamış ancak akıllı
Anadolu mayası, ağzı dualı
Eşini genç yaşta kaybetmiş
Bir nene
Üç erkek çocukla kala kalmıştı
Karakışın yokluğunda orta yerde
Düşünceleri dünde ölen eşinde
Gözleri
Yarınların yazgısı çocuklarında
Varamadı hiç bir zaman
Ne yaşadığı anın
Ne de taşıdığı hazinenin farkına
Bozulmamış bir insan saflığıydı
Elinde teşbih ağzında dua
Dolaşır dururdu tövbe kapısında
Beyaz saçları örtüsünün altında
Hiçbir şeyi saklamadı
Allah’a olan sevgisinin ifadesi
Namusu bilip sahiplendiği
Saçının tek bir beyaz teli kadar
Sessizce kulaklarımıza fısıldadığı
Bir aman ha uyarısı vardı
Torunlarına
En büyük miras olarak bıraktığı
Aman ha;
Genç bir kızın ahını almayın
Gülmez yoksa bir ömür yüzünüz
Aman ha
Helali haramı karıştırmayın
Kıtlık bırakmaz yoksa yakanızı
Aman ha
Ağzınızdan çıkana dikkat edin
Alın yazınız yazılıyor kelamınızla
Aman ha
Varsa paranız kalmasın borcunuz
İyi zamanda yakalamaz borç insanı
Bir de cennete yazılmış zarfsız
Mektupları vardı
Ölüm döşeğindeki kulaklara
Okunan
Her kim yaşlanıp
Ölüm döşeğinde yerini alsa
Tüm köy toplanır
Helalleşmek için hastanın başına
Dillerde dualar
Seslenir gurbetin son durağından
Baba memleketi cennet diyarına
Yaşlı nene de onlardan biridir.
Yapar duasını helalleşir yolcu ile
Onun gözünde ölen eşi Hacı Ali’nin
Yanına gitmekte olan
Bir cennet yolcusudur
Ne de olsa iyi bilinen biridir
Yoktur öyle kalburüstü günahları da
Ve eğilir postacı olarak gördüğü
Hasta Hasan dayının kulağına
Döker tüm içini;
Verilen son nefesten kalan
Boşluğun içine büyük bir hevesle
Bak Hasan gidiyorsun iyi yere
Gittiğin yerde senin asker
Benim hayat arkadaşım
Hacı Ali’yi göreceksin
Ona deki; eşin Hatun
Büyük oğlanı evlendirdi
Bir kızı bir de oğlu oldu
Oğlan senin adını yaşatıyor
Ortanca askerde, gelmedi daha
Küçük
Hala küçük dizlerimin dibinde
Aşağı tarlayı sattık
Diğerleri duruyor
Bir sarı öküz aldık sürer ekeriz
Çok şükür göllerdeki tarlayı
Köyün içindeki tarladan
Camiye yer verdik senin hayrına
Bu ve buna benzer dünyalık
Kelamlardan sonra
Çıkar ağzından sessizce
Hasretinin perde arkası
Unutamadığı gönül yarası
İçinde büyüttüğü
Yıllanmış masum sır
Ve derki;
Unutma Hasan unutma
Asker arkadaşına söylemeyi unutma
Beni de sorarsa
Hatun da
Hala seni düşünüyor demeyi unutma…
Kayıt Tarihi : 27.12.2025 13:45:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Denizli 27.12.2025 / Saat: 04:00 - 07:30




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!