CENNET KUŞU
------------------------
Yeryüzüne baktım gökyüzüne
Çıktım ben o bulutların üstüne
Yukarıdan bakınca seyir edince
İşte bindiğimiz bu cennet kuşu
..
Degismem sevgini degismem inan
Ben senin askini cennet bilirim
Unutmam adini unutmam bir an
Ben senin askini cennet bilirim
Beşikten mezara sürdüğüm hayat
..
Her nefs ölümü tadarmış, budur değişmeyen kanun,
O kanun ki ikrar etti,alemlere ibret olsun.
Ülkün vatan sevdasıydı, bozulmadı asla yolun,
Mezarın bir gül bahçesi, mekânın da cennet olsun.
Sen ki seni tanıyana gurur kaynağı olurdun.
Din, ırk ayrımı yapmadan derdine derman bulurdun.
..
Hele bakın Türkiyemin haritasına,
Başkentin bölgesi çizilmiş ortasına,
Bu ülke bizimdir,vermeyin başkasına,
Cennet gibi kokar benim güzel Türkiyem!
Dağları ovaları hem de bayırları,
Şelalesi çağıl çağıl akan suları,
..
Ey bu cennet vatana kasteden hain alçaklar,
Ecdadın kemikleri sızlar, toprakta nasıl yatar,
Derim şehitler vatanı bunun içinmi kurtardılar,
Ey bu cennet vatana kasteden hain alçaklar.
İstediğiniz kadar hainlik yapın bize sökmez,
..
Eziyet etse de, Yâr’dan geçilmez
Bir tek Sevgili var, başka seçilmez!
Sevgisi gönülde; her yer bir cennet
İçinde O yoksa, cennet çekilmez!
..
CENNET YAPALIM
Hepimiz birlikte el ele verip
Gelin bu vatanı cennet yapalım
Bütün gönüllerin tahtına girip
Gelin bu vatanı cennet yapalım
..
Bir yıldız kayarken bir çınar düşüyor,
Örtün toprağını can Mehmedim üşüyor,
Durun yıldızlar ne olur şehidim geçiyor,
Melekler bekliyor onu cennet yolunda.
Bu gece boyun büktüm yıldızlar hepinize,
Ne olur biraz gidin çekilin yerinize,
..
Bildim bileli çok çalıştın,
Nafaka peşinde koştun,
Kardeşinle aşık attın,
Kabrin cennet olsun babam.
* * *
Çocukluğu hiç bilmedin,
Babanı hiçde görmedin,
..
Nerede adil düzen,nerde mutlu insanlar
Cennet hesaptan sonra,hesabını bilenler
Dünyası Cennet olan Cehennemi tadacak
Cenneti arzuluyor elbette müslümanlar
Mü'minin cehennemi Dünya Cennet yanında
Kafirinde cenneti cehennem karşısında
..
Kim bu dünyada mutlu oldum derse,
Mutlak yanılır, ağlamadan gülse,
Hele o bir de, haram mal mülk yerse,
Sözü dinlenmez, kubarıp duranın.
Haram mal yeyip, fitreler vermişse,
Allah’ı bilip, çok gönül vermişse,
..
CENNET NİYET
Cennet niyetinde art niyet kem göz yoktur
Kişinin kendi kem gözü art niyetiyle kendine nazar değdirip
Kendini hasta etmesi ölümüne sebep olması çoktur
Cennet niyetinde iyi güzel hal çoktur
Kişinin kendi iyi gözü iyi niyetiyle kendine nazar değdirip
..
Cennet anaların ayaklarında,
Gül biter onun dayaklarında,
Yazdığım şiirin uyaklarında,
Cennet anaların ayaklarında.
Dokuz ay on gün gezdirdi,
Sanma cânından bezdirdi,
..
Ne olmus sana solmus güllerin
Suyunmu kesildi cennet vatanim
Nicin konusmuyor suskun dillerin
Dilinmi tutuldu cennet vatanim
Kalmadimi artik candan sevenin
Unutulmaz senin icin ölenin
..
Toprağı yarıp ta çıktığın yerde
Hayaller kurardım cennet pınarı
Arar oldum seni,o günler nerde
Gözüm de tüterdin cennet pınarı
Adın gibi şırıl şırıl akardın
Ara sıra kıvrılarak bakardın
..
CENNET
Cennet için dua yetmez insana,
Cennet bırak dua etsinler sana.
..
3- İnsanların bulduklarıyla yetinmesi cennette sürdürülen bir yaşam ilişkisiydi. İnsanların ortaklaşa yaşamları içindeki tutumsa bilmeleri onların bilen gözleriydi. İnsanların, cennet dışındaki toplumsa yaşamlarıyla, cennete göre; cennette bulduklarından daha fazlasını elde etmenin cazibesi ile gözleri iyice açılmıştı.
Bir anlamda ekmek elden, su gölden olurdu cennete dek olan insan yaşamı; cennet dışındaki insanın gözünün açılmasıyla da, insanın cennet yaşantısını, bitirmişti. Şimdiki cennet dışı yaşam içinde, elde birikmiş servet ve servetin boyun eğdiren gücü vardı. Cenneti terk ettiren servet; serveti olmayanların gözünde yeniden olacakla, cennet özlemini de tutuşturmuştu.
İnsanlar, ortaklaşa yaşam içindeyken, asla bilemedikleri ve asla da bilemeyecek oldukları şimdileri içindeki mülkiyetçi ilişkinin sefaletini ve lüksünü yaşamayla burun buruna bulunuyorlardı. Bu kabil mal edinmenin ve şimdilik farkında olmadığı öznellik değerleri pahasına da olsa kimi temel gereksinimlerin karşılanmasına dek güvenceli cazibe durumunu insanlık, kölelikleri pahasına, göze almıştılar.
Artık insanın hem doğaya; hem de hem cinsine egemen oluşunun, kendi keyfini süren ‘bir bilmesi’ ve bir ‘göz açılması’ olan şimdiki tutumları vardı. İnsanlar bu kazanımlar yüzden, cennette olmayan egemen eşme yaşam tarzına da kavuşmuşlardı.
..
Bir felaket geldi başa
Kardaşımı çekti arşa
Yansın yürek ataşlarda
Cennet kuşum güle güle
Bir kuş olsam keşke dedin
Oldun işte göğe erdin
..
Bir hayal bir cennet benim içimde
Sevgi ekilidir, gül gül biçimde
Huzur dolu orda sevgi saçınca
İçimde bir cennet kurar yaşarım
Meltem olur dere tepe aşarım
Yeşil çimenlerde, yürür, koşarım
..
Sarı bir papatya ile bir cennet bahçesinin öyküsüdür bu.Kirli zamanlardan bir kuyunun ruhuna uzanan bir yolculuğun öyküsüdür.Daha Adem ile Havva cennetten kovulmamış,ilk günah işlenmemiş insanlık kuyuların gizeminde ruhlarını örseleyen bir yalnızlık ile yaşlı bir çınarın dibinde oturuyorlarmış.Zaman eski zaman yorgun zaman olabildiğince deli bir bahçenin tenine akıp dururmuş.Depremler tufanlar yağmurlar ruhların toprağa düşmesi ile devir daim edermiş.Karalık bir güneş ve aydınlık bir ayın düğünü varmış o günde.Her yerde bir sevinç bir gürültü tufanı cennetten çalınma sesler ile düğünün yalnızlık şarkısına eşlik ediyormuş.Etrafı genzi yakan bir şarap kokusu sarmış ki sorma.Kıpkırmızı bir gökyüzü ve ruhlara konan kıpkırmızı bir kelebeğin kanadı gibi dolanıp duruyormuş ortada kadınlar.Çoğu esirikli birazda mahçup ama yürekleri Kaf dağından gelmiş alev gibi yanan volkanlar gibi.Dokunsan kül eder benliğini.
Derken bardaktan boşalırcasına bir yağmur bulutun göğsünelden kendini aşağıdaya bırakmı.Nuh tufanı gibi göz gözü görmez bir sis ve kapkara bir gökyüzü bu ana şahitlik etmiş.Düğün dağılmış güneş ile ay birleşemeden toprağın bağrına düşmüşler.Yarı baygın ve yanyana uzanmış elleri birbirine değmeden öylece olan biteni izlemişler.O an gökten kulakları sağır eden bir ses kopmuş.Sur desen değil bogazlanmis sanki gökyüzü.Üç ışık hüzmesi bulutları yara yara bir çığlığa eşlik ederek yeryüzüne düşmüş.İnsanlar semaya bakmış korkudan dilleri tutulmuş taş kesilmeşler.Herkes kuyusuna çekilmiş meraklı gözlerle gökten inen ışık saçan cisimleri merak etmiş. Melek diye bağırmış biri.Biri hayırak hayır cennetten kovulmuş bu baksana Heybesinde bir elma taşıyor.Yaşlı bir ihtiyar titrek bir sesle bu gökten inen bir nur demiş.Üç tohum olarak iner efsaneler hep anlatır onu.Bu üç tohum toprağın bağrına düşer orda filizlenir ve yeşerip bir sarı papatya suretine bürünürmüş.O ki tüm kokuları içinde barındıran cennette ki ilk çiçeğin tohumudur.Ademin Havva için kopardığı tek koku.Bazen bir insan suretinde zuhur edermiş sarı papatya çiçeği.Rengini toprağın renginden alan bulut kokan yaprakları dokununca uzayan kuyular kuyusu Marden de yetişen tek çiçek imiş bu.Ruhu olan bazen konuşan sarı bir gökyüzü gibi alev alev parlayan bir çiçekmiş sarı papatya.Bir kaya dibinde yeşermiş burda büyümeye karar vermiş.Zaman zamanı beşiginde sallamış az gitmiş uz gitmiş dolanmış tüm mevsimler.Sarı papatya serpilmiş bir güzel çiçek oluvermiş.Gözleri bir deniz maviliğinden gelen saçları rüzgar ile taranmış elleri hüzün kokan sesi Antik bir uygarlığın izini taşıyor gibiymiş.
Marden kuyusundan ayrıldığından beri hep yüreğinde cennet bahçesinde yaşamanın hüznünü taşırmış.Boynunda hep asılı duran bu bahçenin heyecanı ile yanıp tutuşurmuş.Deli bir çiçek olduğunu söyler imiş herkes.Ama sarı papatya ruhunu kuyudan çıkarmak için verdiği savaşı şimdi ebediyen bahçesinde hep şiirler mırıldanacağı cennet bahçesi için vermeye hazır imiş.Birgün bu fikriz yüreğini bir deprem gibi sarsmış.Oranın yaşlı şair kelam erbabı bilgesinin yanına gitmiş.Ruhunu kemiren bu bahçeye gitmek orda mutlu ve huzurlu günlerin hayali ile bir derviş gibi sağa sola vururmuş kendini.Yağmurlu bir gün yaşlı bilgenin huzurunda bulmuş kendini.Anlatmis hikayesini ruhunu açmış kuyudan bahsetmiş ona.Yaşamam için yeşermem için o irem bahçesine mutlaka gitmesi gerektiğini birbir anlatmış.Yaşlı bilge bir şiiri fısıltı eder gibi bunun zor olduğunu anlatsada sarı papatyaya,ikna olmuş en sonunda.Yolculuğun zor ve çetin olacağını anlatmış birbir ona....
..



