CENNET ŞİİRLERİ

CENNET ŞİİRLERİ

Cuma Soylu

VIZESI YOK
***********
Kahpe felek yollarımı daralttın
Arsıza verdin bu fakiri bunalttın
Hırsızı emeklerimle beylik yaşattın
Cennet cehennem bana uymaz
***************************
..

Devamını Oku
Murat Duman

Aynasıyım âlemin yansırım hep meçhule,
Hakkın övdüğü benim bende tecellisi var,
Sorma sakın ben kimim sorun beni bülbüle,
Hakkın övdüğü benim bende tecellisi var…
…Kuluna cennet gibi nurdan tesellisi var…

Vurur güneş çıngısı solgun duran rengime,
..

Devamını Oku
Sinan Karakaş

Bir nizam düşünmüştün, alemi kavrayacak,
İnsanı du cihanda, elbet mutlu kılacak,
Hedef belirlemiştin, tevhit alem olacak,
Mekanın cennet olsun, Muhsin Yazıcıoğlu,


Biz üzüldük gitmenle, sen ulaştın Rabbine,
..

Devamını Oku
Sinan Karakaş

BEDRİ İNCETAHTACI

Bedri İncetahtacı, bir erdem abidesi,
Yaşayarak verirdi, gerekli olan dersi,
Şefkatle dolu idi, mütevazi dıdesi,

Mekanın Cennet olsun, seninledir duamız,
..

Devamını Oku
Veysel Şimşek

Yakın karakya uzun buruna,
Körmehmetten çıktım çadır yerine,
Niyaz ettim Şahı Merdan Pirime,
Bu dediğim yerler bize sınırdır,
Cennet Çayır köyüm kalpte onurdur.

Baş pınardan aşırın gölde çıktım düze,
..

Devamını Oku
Hasan Sancak

Önemli şahsiyetler-çıkar millet içinden
Birlik beraberlikle-bahseder ilim fenden
Buhranlı dönemlerde-gösterirler bize yol
Memleket gençler için-hepsi de uzatır kol
Cennet vatanımızı-koruyalım topyekûn
Yediden yetmişe dek-eller birleşsin bütün
Milletin kaderine- yön veren yiğit kişi
..

Devamını Oku
Erdinç Tuna

Avrupanın, Çin'in, Amerikanın
Gözü üstümüzde bu toprakların
Tarihi geçmişi hiç unutmayın
Çokluğun azıdır cennet vatanım

Soylu Türk kanları aktıkça yana
Kimse sokulamaz bir karış sana
..

Devamını Oku
Hasan Sancak

Ruhumu bedenimi-koydum senin yoluna
Bağ verdin bahçe verdin-kahraman Türk oğluna
Yurdum canımdan fazla-seviyor seviyorum
Her gün yirmi dört saat-hep seni övüyorum
Cennet gibi öz yurdu-ettin bize hediye
Atam seninle güldü-o canımız Türkiye
Mayam senden Türkiye'm-damarımsın kanımsın
..

Devamını Oku
Mahmut Bozkurt

Bu acımasız ve yüreksiz dünyada
Kalpleri senin için çarpan insanları
Canına can katanları, neden üzdün
Cennet yüzü görmez olsun, yüzün

Bu hayatta ağlattın seni sevenleri
Yıkamadan kefenledin tüm ruhları
..

Devamını Oku
Tarık Torun

Yürekler alabora Anadolu kan gölü
Dünyanın saldırısı kan revan olmuş gönlü
Virana dönmüş bağlar sararıp solmuş gülü
Tüm dünya Türk'e düşman
Cennet mekan son sultan

Yedi düvel saldırmış şühedalı toprağa
..

Devamını Oku
İsmet Zeren

Ağlamak istiyordum dedi ağlama
Karalar bağlayacaktım dedi bağlama
Her gün uğrayacaktım dedi uğrama
Mezarım cennet annem,dedi Memedim

Dünyayı yakacaktım dedi metin ol
Evreni yıkacaktım dedi sakin ol
..

Devamını Oku
Ahmet Bektaş

Zurnanın “Zat” Dediği Yer

“Zurnanın zırt dediği yer” (Yapılmakta olan işin en hassas, en önemli, en can alıcı noktası.)

“Zat” konusunu önceki yazılarımda bilgisayar örneğiyle anlatmıştım. Bilgisayarın donanımına beden, yazılımına ruh; ruh ve beden ile elde edilen yaşamsal verilere de Zat demiştim. Zatın açığa çıkması da bilgisayarı kullananın iradesiyle oluyor; esmanın yansımasıyla oluyor, zatı güzel olan Cennet, kötü olan da Cehennemi bir hali elde ediyor. Çünkü tüm yaşamsal üretimler (ses, görüntü, duygular) evrene yayılıyor. İsrafil’in “Sur” üflemesiyle toplanacak olan da bu zat oluyor. Zat, ne ruhtur ne de beden; zat ikisiyle elde edilen yaşamsal veriler. Ölenler için “Namı kaldı” denir ya öyle bir durum. Beden çürür, ruh Allah’tan emanet; elde kalan zat; o dahi esmanın yansımasından başka değil.

Yunus’un “Bir ben var benden içeri”, “İlim kendin bilmektir” şeklinde işaret ettiği “Zat”ı anlamaya çalışmak için zurna örneğini kullanmak istedim. Zurnanın zırt demesi için zurnaya ve zurnayı üfleyene ihtiyaç var! Zurna insan bedeni olsun, zurnayı üfleyen irade de ruh olsun. Zurnanın “Zırt” ı da zat olsun. Yani beden ruh ile canlanıp yaşamsal veriler üretiyor; örneğe uygularsak “Zırt” üreten zurna ve üfleyenin birlikte çalışmasıyla çıkar. Ruh ve bedenin birlikteliği yaşamsal verileri üretiyor! “Zırt” ne zurna ne de zurnayı üfleyen; “Zırt ikisinin birlikte hareketinden doğan, ikisinden de farklı bir şey!
..

Devamını Oku
Nurullah Muslu

Bir görüşte aşık oldum,ta yüreğimden,
Her Dua da söylemiştim hem dileğimden,
Gönül seni sevmiş ise neyleyeyim ben,
Aşkımızın üzerine yağmasın ne olur kar,
Hayır deme kahrolurum, Cennet gözlü yar.

Gül ki, dünya gülsün, yaşam, mutluluk versin,
..

Devamını Oku
Ülkü Sarıoğlu Zümrüdüanka Mavi Melek

A nnem yar,dost dediğim bile ağlatırken,çamura saplarken beni uzanır ellerin...
N erde olursam olayım sevgilerin ellerin yüreğin kucaklar yaralı yüreğimden öpersin,sarar sarmalarsın...
N imetim can yoldaşım yol arkadaşım nefesim yaşama sebebimsin !
E ller ağlatır,eller aldatır,aşk yar dediğim bile öldürür beni ama sen diriltirsin yaşatırsın beni...
L aleler orkideler güller yaseminler alsam bir sen edemez ki imrenirler sevgilerimize utanırlar güzelliğinden...
E ller öldürür,aşk süründürür,aşk can dediğim bile öldürür beni ama sen güldürürsün kanayan yüreğimi ağlayan yüzümü ! ! ! !
R üyaların en güzeli sevgilim bile terkeder beni ama sen isyanımı nazımı çeker kucaklarsın öpersin güzel kızım diye koklarsın beni !
..

Devamını Oku
Mustafa Erol

Abdurrahim Karakoç’a Şiir

Bir varmış bir yokmuş, işte budur hayat.
Dün bizimleydin, bugünse yoksun üstat.
Mazluma kol kanattın, zalime tokat.
Allah mekânını, cennet etsin üstat.

..

Devamını Oku
Ülkü Sarıoğlu Zümrüdüanka Mavi Melek

S evda kokar ellerin aşktır adın sevdiğim
E llerin yüreğimdir gözlerin gözbebeğimdir
L ayıksın sevdama aşkın cennetimdir
M eleğim çiçeğim varlığın yaşama sebebimdir
A dın cennet kokar varlığın tek gerçeğimdir
D ünyam hülyam en güzel rüyamsın
O lamam yaşayamam sensiz canıma cansın
..

Devamını Oku
Ali Kılıç Kakiz

Cinsel iktidarlık evlilikte yuvanın betonudur.Hadımlık insanlık şerefine vurulmuş acı bir silledir. Erkekler parayla kadınlar modayla övünürler.Kadın 45 yaşında ana halinde kesilir. Kadın ay başında kesilince kısmende huysuzlaşır. Kırk yaş sonrası bu tür haller fazla miktarda görülür. Kadının rahmine yumurta gelmemesi demek, kadının meyve vermemesi demektir. Artık bu toprağın çoraklaşması demektir. Bunu bilen kadın zaman zaman huysuzlaşır, lüzumsuz şeylerden dolayı kocasıyla kavga eder. Birde kadının kanburuna sigara binerse işte bu kadının küçük kıyameti koptu demektir.
Kadında ki yaşlanma şelâledeki akan su gibidir. Erkekteki yaşlanma düz akan ırmak gibidir.
Sigara en çok kadına zararlıdır. sinirlendikçe sigaraya yüklenir. Sigara hem sinir sistemini tahrip etmekte ve hemde kanın katılaşmasına sebep olmaktadır. Sigaranın evlilik hayatında bir mayın olduğunu unutmamak lazımdır. Sigara kan devranını zayıflatır. Kan devranının zayıf olması cinsel gücün zayıf olmasına yol açmaktadır. Bazı hayvanlar eşlerini kıskanmazlar. Domuz eşini kıskanmaz neden sebebini açıklıyayım. Domuzdaki tirişinler canlıdır.Her canlı gıdaya muhtaçtır. Onlarda diğer mikroplar gibi yerler. Bu tirişinler domuzun üreme organına yerleşir orada domuzun menisini yerler. Bunun için domuzda meni ifrazatı çok zayıftır. Bu yüzden erkek domuz dişi için kavgaya girmez. Bu kurtlar sulp kemiğine yerleşerek insanın menisini yerler.Domuz eti yiyen erkeklerde cinsi iktidar çok zayıftır.Avrupa da bunun örneklerini her gün okumakta ve duymaktayız. Sigara burada illet bakımında domuz etiyle birleşmektedir.İşte cinsi iktidarları zayıf olanların halleri meydanda.Gece mutlu olmayan kadın gündüz erkeğini perişan eder.
Sigara ve daha bir çok nedenler, kadını ve erkeği ihtiyarlatmakta ve organların cinsi gücünü yok etmektedir. Aile yuvalarının devamında cinsel iktidarın fonksiyonu inkar edilmeyecek kadar açıktır.
Tütün cephede askeri, evde kadını çürütmüştür. Toplumun ustası kadındır.Usta çürüyünce onun doğurduklarının çürümesi hayda hayda kolaydır.Çocuğa ruhu veren Allah, onu filizlendiren anadır. Tıpkı bir bahçıvan gibi. Bahçıvansız bir bağ neyse anasız bir toplumda odur. Hele bu çürüme tepe noktalarda olursa felâket ne yaman gelir.
Anadolu kadını tarih boyunca, işte güçte bir erkek gibi çalıştı. Bir eliyle çocuğunun kundağını salladı. Diğer bir eliyle de haftalardır su yüzü görmemiş saçlarını yıkadı. Öküz öldü tapana koşuldu.Toplumun çilesini çeken sıkıntısını yüklenen bir varlıktır kadın. Her kız gelin olmak için doğar. Her gelin de ana olmak için bekler.
Analık o derece yüce makamdır ki, Allah sırf ana olduğu için, vahyetmiştir Hz. Musa’nın anasına,
..

Devamını Oku
Cuma Soylu

EVLAT
*************
Taş üstündeki taşlar yere dökülse
Yeryüzü kaynayıp kökten sökülse
Damarlarımdaki kanım çekilse
Sen cennet bağımın gülüsün evlat
***************************************
..

Devamını Oku
Cafer İşler

Sen ölmedin
Dünyadan göçmedin
Sen içimizdesin
Herzaman kalbimizdesin

Mekanın cennet bilesin
Sonsuza dek rahat edesin
..

Devamını Oku
Adnan Deniz

Nemli ve sıcak bir günün en tatlı rüyası, denizden karaya vururken dalgaların çıkarmış olduğu seslerdir. Ak denizin o uçsuz bucaksız maviliğine kendini bırakarak gözlerinin ve bedeninin dinlenmesine kulaç atmaktır.
Türkiye uçsuz bucaksız denizlerinin çevrelediği sularıyla adeta bir cennet ülkesidir. Akdeniz ise bu cennet köşenin bir manzarası gibi güzelliğini haykırmaktadır.
Mersinden sahil boyunca uzandığında, denizlerin kıyısını çevreleyen siteler hemen boy gösterir. Bu aslında turizmin ülkemiz açısından bir başlangıç noktası olarak gösterilebilir. Ama doğanın güzelliğinin artık yapay güzelliklere kendisini teslim ettiğinin de işaretidir. Dinlenmeyi aslında yorulmakla eşdeğer sayan bizler için, kalabalık diskolar ve barlar sanırım denizden döndükten sonra anlatılmaya gerek duyulan ayrıntılardır. Hala bakir kalan deniz sahilleri bulanlar açısından çok şanslı bir deniz mevsimi geçirilmiş sayılabilir. Ama bu kezde insanlara hizmeti yalnızca karşıdaki kişinin cüzdanı olarak görenler açısından bir noktayla karşılaşabiliriz. Hizmet vermeden kazanmak… Biliyor musunuz, çalışmadan kazanmak istemenin moda olduğu ülkemizde, insana saygının, kişide var olan parayla ölçüldüğü günümüzde, vatandaş olmanın dayanılmaz yalnızlığını ta iliklerimizde hissederiz.
İnsanlardaki çelişkiler hemen kendisini karalardan denizlere doğru göstermeye başlar. Kimisi çok istememesine rağmen kendisini denize giren diğer bireylerin ortamında bulur. Hiç yapmadığı ya da günah olarak bildiği mahrem yerlerinin nikâh düşenlere gösterilemeyeceği inancı birden kendisini kaybetmiştir. Nasıl bir çelişki ki daha önce yapmadığı her hareketi çok doğal bir iş yapıyormuşçasına rahatlıkla yapar vaziyete gelivermiştir. Kimisi, soyunmanın modern bir insanın yapacağı bir iştigal olarak kabul eder ve doğal bir iş olduğunu apaçık ortaya koyar. Birde kendilerini bu iki guruptan farklı sayarak her yanı kapalı denize girenler ise düşüncelerini, inançlarını giysileriyle pekiştirmek istercesine mavi sulara kendilerini bırakmaktadır.
Dinlenmenin yorulmak olarak algılandığı ülkemizde, deniz kenarlarında aşk şarkıları okuyarak, sarmaş dolaş gezmek ya da yazlık aşk maceraları peşinde koşmak herhalde yapılan en heyecanlı uğraşlardan olsa gerekir! Ya da akşamsefası kurulan çilingir sofrası, denize karşı kurulan masalarda dinlenmenin hazzını çıkarmaktadır. Geç vakitlere kadar süren okey partileri, çığlıklar ve aşk şarkılar hazzın son deme vurduğu ama yarına azıkların tükendiği dünyamızda insanlarımızın son garip tatilleridir.
..

Devamını Oku