hiçbir ayaz bizi teslim alamayacaktı, fevkalade kararlıydık.
gecenin son ateşini, en yangın yüreğimizi söküp onunla yaktık
ne kadar kanadı geniş, gagası keskin alıcı kuş varsa üzerimizde
ve ne kadar yalnız ve cesursak her ikimiz de,
o kadar da kalabalıktık işte .
hiçbir ayaz bizi teslim alamayacaktı, son derece kararlıydık.
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Devamını Oku
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
yeşil dersen hiç yoktuk, mavi dar geliyordu tezgahlarımıza
yapraklardan tütsü yapıp, balık avlıyorduk tok karınlarımıza
ama bir an geliyordu ki canımız taze ekmek kokusu çekiyordu
ne kadar yakın dursak bacalara, rüzgar başka yöne esiyordu.
AĞAM;
M
U
H
T
E
Ş
E
MSİN.
UZUN SÖZE NE HACET.
TEBRİKLER.
SELAM VE DUA İLE.
Allah'ın ortaya koyduğu cennet yolu maceralarında,
İnsanların güveni, korunması esas alınıyor.Ayetlerin özünden çıkan anlam budur.
Ancak insanların cennet yolu macerası kuranda tanımlanan yoldan çok farklıdır.
Aklı evvel insanların, bireysel ihtirasları, insanlar üzerindeki hükümranlıkları, onları oraya buraya kendi amaçları için savurmaları gelir akla.. İşin özünde Allah'ın istedikleri olmaz. İnsanın, insanlığın korunması olmaz. Sadece çıkarların korunması öne çıkar.
Mesela; ülkemizin birinci dünya savaşına girmesi böyledir.
Aklı evvel, ihtiras kurbanı paşalar ülkemizi gereksiz bir savaşın içine soktular.
O günkü atmosfere baktımığımızda, paşaşalarımız, ünvan, ihtiras, makam ve mevki yükseltme gayretleriyle, savaştan ganimet alma, parsa toplama yarışındadırlar. Ya Almanların safında beraber olmak. Ya da İngiliz, fransızların safında beraber olmak.
Ne gariptir ki, tarihi verilere göre o gün sadece padişah ve bir kaç aklı selim insanlar savaştan bize ne demektedirler..
Sonucu hepimiz biliyoruz. Alman yanlısı subayların oyunlarıyla Almanların safında savaşa girdik.
İşte toplumun cennet yolu macerası başladı. Gereksiz bir savaş için insan şehit olmak için toplandılar. Güya şehit olacaklardı Allah için.
Peki gerçekten savaş gerekli miydi? Hayır
Yüzbinlerce insan, selalar verilerek, ezanlar okunarak toplandı. Ülkenin dört bir cephesinde insanlar şehit düştüler. Güya cennete gideceklerdi.
Halbuki Allah belirlemişti. 'Her kim Allah yolunda, zulme karşı çıkarak, adaleti sağlamak için kavga ederken öldürülürse onlara ölüler demeyin onlar diridirler'
Sanıyorum ne savaş çıkaranlar, ne savaşa gidenler bu özle sorgulamadılar.
Birinci dünya savaşını çıkarmaktaki amaç ne idi? Allah yolunda savaşmak mı? Zulmü ortadan kaldırmak mı? Adaleti sağlamak mı?
Hayır, aklı evvel paşaların ihtiraslarıydı. Dünya savaşıyor, biz niye savaşmıyoruzdu?
Şiirde anlatılan konuya benzer Sarıkamış destanı, neresi destan belli değil?
Cennet yolunda 90 bin şehit.
Gerçekten öncesi ve oraya gidenler, gitmeden, giderken hiç kendilerini sorguladılar mı?
Savaş çıkaranlar, cephelerde insanların ölümlerine neden olanlar hiç sorguladılar mı?
Ülkenin işgal edilmesine neden olanlar, bize kurtuluş savaşını yaşatan komutanlar, devleti erkan hiç sorguladı mı?
Hayır...
Bir cennet yolu macerası.... Çok doğru.. Nasıl?
Halbuki 'müminlere en önemli düşen görev, inananları, mazlumları, insanları, doğayı korumaktır'
'Taki ancak, müminler üzerine savaş açıldığında korkup kaçanlar, zalimlere boyun eğenler, mazlumların hakkın düşünmeyenler kınanmışlardır'
Çalışmanızın güzelliği, mısraların içindeki derin anlamlarla düşünce ve duygalarımı ifade etme imkanı veren şiirinizi, sizi kutlarım. Çalışma mükemmel, çok başarılıydı.
Neler saklı neler , özümseyerek okumalı. ilhamınız güneşte kalsın .10
Güzel teşbihler, taze güngörmemiş deyimler 'kırağılarla yüzümüzü yıkadık,Göbek adı yasakmış çocuklarımızın,Yaldızsız apolet, Kutup suları' Hangi biri ni düşüneyim, hep taze taze ...Ayrıca şiirin tatı da çok güzel, Ellerine sağlık. Bekir Tolu
çocuklar; uzun çığlıklarımız gibiydi şimdilerimizden çok uzaklarda
rüzgar; uzaklardan çığlıklarımızı getiremiyordu çocuk kokusuyla
ne rüzgar, ne çocuklar, esmediler, gelmediler, biz gittik yanlarına.
bitmişti işte
arıtılmış zehir-zemberek gibi bir gecede
sıcak meltem buharları dans ediyordu ellerimizde.
hani nasıl uyku bastırır, uzun sevişmelerin sonrası,
bitmişti, şimdi öyleydik işte ….
çocuk gibi, çocuklar gibi, cam olmuştuk, düşsek kırılacaktık …..
Harikaydı üstadım...tebrik ederim...
Bu şiir ile ilgili 75 tane yorum bulunmakta