Fazla şey istemem sevdiğim senden
Sevda sarayıma girsen de yeter.
Sana hazırlanmış gönül bahçemden
Bir tek çiçeğimi dersen de yeter.
Kar renginde saçlarım
Çilem dolmadı gitti
Bitmiyor kâbuslarım
Sabah olmadı gitti.
Siyah doldu renklere
Sen bir vicdanı kara
Sevgi küpü kapalı…
Bense garip fukara
Sen zalime sevdalı.
Sen bir gölgesiz ağaç
Yetti gülüm, yetti artık kaçma gel!
Sen bana doyulmaz sevda sunansın.
Söndür yangınımı, ateş saçma gel!
Sen, ruhumda alev alev yanansın.
Diyorsun ki: ‘Ben hazanım, sen bahar’
Görmeden tan yerine düşen ışığı daha
Yumduk gözlerimizi, uçtuk meçhul sabaha
Zannettik doğar güneş, erişiriz felaha
Heyhat!.. Evdeki hesap uymadı hiç çarşıya
Istırapla, çileyle kaldık karşı karşıya.
Yokuştaki çilem, zalim yorucu
Sen müzmin alıcı, bense verici
Taşı çatlatacak sabır orucu
Tutuyorum; fakat, nereye kadar?!
Dönmeli dostlarım, vakit tükendi
Ona buna değil, bize dönmeli
Bir millet yolunu çizmeli kendi
Atalardan kalan ize dönmeli.
Medet beklemeden artık, yad elden
Sevgi yer bulunca can kafesinde
Tanış kötülükler ele dönüşür.
Varsa bülbül sesi, karga sesinde
Yürekteki alev yele dönüşür.
Nefretin zerresi sevgiyi tıkar
Bu dünya geçici durak
Dost olalım, dost kalalım.
Şöyle bir dön, geriye bak!
Dost olalım, dost kalalım.
Hata yapabilir insan
Hac hatırası…
Emrindeyim yâ Rabbî! Evindeyim yâ Rabbî!
Huzurunda el pençe divan durmaya geldim.
Mübarek mekânında, emindeyim yâ Rabbî!
Kara sevdam Kâbe’mi şimdi görmeye geldim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!