Cem Han Şiirleri - Şair Cem Han

Ruhumun derinliklerine inen,
Beni hiç bırakmayan her zaman inleten,
Çocukluğumun en güzel günlerini çalan,
Ruhumu törpüleyen,karabasanlar yaşatan,
Yoksulluk,yoksulluk körpecik dimağıma travmalar yapan yoksulluk.

Sevgilim iç şarabını aheste, aheste mezen ben olayım
İçip de sarhoş olup düşersen eğer seni kaldıran ben olayım
Kabaran duygularının çırpınan kalbinin kızaran yanağının sebebi ben olayım
Şehvetten yarı açılmış gözlerinin içine giren ben olayım

Yalnızlığın karanlığında kayboldum yolumu bulduran sen ol

Uzaklarda,çok çok uzaklarda,
Bir sevgilim vardı ıraklarda.
Gururlu,hassas,biraz da kıskanç,
Sevgisi beni fena yakaladı,sanki kıskaç.

Hasret çekiyor,hasretini çektiriyor,

Gözleri vardı anlamlıydı,
Sanki bana sevdalıydı.
Gözleri vardı hüzünlüydü,
Acaba bana küskünmüydü?

Gözleri vardı ıslaktı,

Doğum günü yeni başlayan bir hayatın müjdesidir
Emekleyen bir bebeğin gülüşü,bir haylazın sırtarışıdır
Ergenliğin ilk basamağı,evliliğin ilk yıllarıdır
Bazen kahkahalarla bazen göz yaşlarıyla kutlanandır
Evlat sahibi olmanın gururu,eşini kaybetmenin yalnızlığıdır
Doğum günü bazen de mezar taşında yazan bir yazıdır.

Kaz dağlarının eteğinde bir Altınoluk,
Haydi sende gel,burada ol biraz konuk.
Temiz denizi,kaynak suyu ve de havası,
Buradaki insanların işte bundandır uzun yaşaması.

Köyünde bir çay bahçesi ve çınarı,

Bu aşk,kelebeğin ömrü gibi kısamı olacak,
Yoksa alev,alev yanıp dünyayı mı saracak.
Büyük aşk,kara sevda,beyaz sevda bu mudur?
Aşkın peşinden koşmak bu kadar zor mudur?

Her geçen gün bu aşkı daha dolu yaşıyorum,

Bir ömür böyle geçti
Sanki kaydıraktan kayar gibi
Her bir basamak,on yıldı
Beş basamakta bu ömür doldu

İşte bir ömür böyle geçti aniden.

Geçmişin üzüntüleri,karanlığı ruhunu sarmasın sevgilim.
Sakın üzmesin seni çünkü; Biz daha geleceği yaşamadık
Seni kollarımla sarıp sarmaladığım da kokun kokuma,terin terime karıştığın da
Başın dönüp düşüneceğini sandığın da,sakın korkma sevgilim! Ben varım yanın da

Başını omzuma dayayıp derin uykuya daldığın da,güzel düşler yaşadığın da

Bir düşmüydü?
Dudağındayım.
Akşam güneşinin kızıllığı altında,
Masum bir öpücüğe,
Yenik düşmenin,
Mutluluğu ile coşan...