bu son kez yaralarını sarışlarımdır hıçkırıkların
son kez izleyişimdir martıların masum isyanını
kim bilir kaç kötürümü itlaf eyledin benim gibi
kim bilir kaç rüya turab oldu ıssız karanlığından
kim bilir kaç karanfili mateme bürüdün sorgusuz
şimdi cellad görünüyorsun bana ısırgan tadında
her sokak küçük bir urgan,bağlamış kalbime bu şehri
şimdi ıstırab kokuyorsun bana iyot edasında
elveda İstanbul,ben kanattığın sokağın meczubu
yeminleri unutup ayrılıyorum meydanlarından
minareler boyu bezirganlar türküsü bestelenir
kehribar bir gökyüzü dokunur saçlarına Haliç'in
Süleyman'ın kavuğundan bir ekimdir bu tüketilen
tebessümlerinin ardından ömrünü çalar bu şehir
muzdarip inleyişler doldurur fütursuz heceleri
ölüm zerrecikleriyle bezelidir yaşam denklemi
üvey bir annedir sanki her an elleri saçlarımda
elveda İstanbul,ben kanattığın sokağın meczubu
yeminleri unutup ayrılıyorum meydanlarından
ben ki her namus cinayetinde toprağa bulaşan kan
ben ki izbe kuytularda unuttuğun muhayyer şair
ben ki Beykoz'daki o hürmetkar piyanonun telleri
ben ki Ayasofya,ben ki Galata,ben ki Kanlıca
ben ki sende nefes nefes ölmeyi özleyen bir insan
ben ki yağmur damlalarıyla hisara dokunan destan
artık arsenik kokuyor rodosu düşleyen limanlar
takvimler pıhtılaşıyor Fatih'in kaldırımlarında
son kez terkediyorum ebedi püryan hudutlarını
ve bir iç kanama sabahına uyanıyor adalar
o köhnemiş gözyaşlarıyla yıkayıp yıldızlarını
sana günahlardan uzak bir geceyi bırakıyorum
elveda İstanbul,ben kanattığın sokağın meczubu
yeminleri unutup ayrılıyorum meydanlarından
Kayıt Tarihi : 28.4.2005 19:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
iki şiirinizi okudum. çok güzel yazmışsınız tebrik ederim.
TÜM YORUMLAR (1)