Yirmi beşine yeni girmişti,
Biraz ince kavruk tenliydi,
Çığlıklar içinde barındırırdı sessizliğini,
Kalbi iliğinin mahzenlerinde erirken,
Yüzünden gülücükler eksilmezdi.
Bana kızarsın diye hüzünlü şiirler yazamıyorum,
Hasret içimi dışımı sen ederken, ben susuyorum,
Ah edip de bin derde gark olacakken sessizce,
Özlemin gözyaşlarımı sürüklüyor kirpiklerime,
Sen üzülme diye, ağlayamıyorum.
Yorgun bir geminin sırtında,
Ağarırken zaman usulca,
Geceye doğru uçan martılara,
Anlatamadığım rüyamdır İstanbul…
Eminönü’nde balıkçı teknelerine inat,
Önce yedi yiğit bekledi
Encilüs dağında,
Bir kehf içinden seni
Faran dağlarında…
Heyhat!...
Ben sana g/eldim...
Sen bana g/eldin...
Biz aşk'a g/eldik sevgilim...
Celalettin Yünel
Müspette kâğıtlarının arsında bir serzenişti benimkisi
Düşüncelerim dökülürken kalemle dilimden
Hayallerimi koyduğum heybemin üstüne yerleştirdim seni
Tahtını ilmek imek işledim hayallerimden…
Yalnızlığın koynunda uyuturken büyüttüğüm düşlerimi
Aylak adamdaki C'yim ben.
Tek bir harflik hayatım,
Tavan arasına sıkışmış yabancıyım.
Sözün bittiği yerde yaşıyorum.
Suskunluğum ve sessizliğim bundandır.
Semidem'e
Sesin başka şiir sükutun başka
Gözlerin başka şiir bakışların başka
Kalbimi adım adım götürürken aşka
Yokluğun başka şiir varlığın bambaşka...
Sen bu şehirden çekip gidemezsin
surlar örerim yollarına aşamazsın
kaleler dikerim önüne geçemezsin
beni görmeden bu şehirden "sen" çekip gidemezsin
döker bütün ağaçlar yapraklarını,bir adım atamazsın
Yüzünden okunacak seni bıraktığım,
Gözlerine bakanlar bensizliği görecek,
Hücrelerine nüfus edecek yalnızlığım,
Seni bıraktığımı herkes bilecek…
Yapraklar sonbaharı beklemeden dökülecek,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!