Bir çocuğun gözyaşında saklı bitmişlik,
Bir çocuğun haykırışında tutsak,
Savaşın ortasında kalmış, umut delik deşik,
İtaat iktidarda, itiraz yasak…
Sokaklar sessizliği giyinmiş üstüne,
Bülbül'e yer yok bu şiirde
Sen gülsün ben dikeninim
Sen bakış bense gözlerinim
Bülbül'e yer yok bu şiirde
Feryat edecek dermanım yok benim
Dağları buz kesen bir kış geçiyor,
FARKINDA MISIN?
Sensiz saniyeler asırlarla yarışıyor,
Dudaklarımı kurutuyor zaman,
FARKINDA MISIN?
Bu şehirde güneş batınca her yer soğur
Üzerine üzerine gelir dert dolu insanlar
Buz tutmuş yürekleri yüzlerinden okunur
Tut ellerimden erisin içimdeki buzlu dağlar
Bu şehirde güneş batınca tanımaz kimse kimseyi
Gecenin uçsuz bucaksız karanlığında,
Dertlerin en ıssız otağında,
Rüyaların karmaşık çıkmazlarında,
Gel bir seher vakti miraçta ki burakla,
Gecenin uçsuz bucaksız karanlığında…
Gidiyorsun,
Gökyüzü en zifiri karanlığını çekti üstüne,
Saatlerden kan damlıyor,
Dakikalardan, saniyelere,
Yelkovandan akrebe.
Gidiyorsun gözlerimde gidişinin hüznü birikiyor,
GÜLLÜK KÖYÜ...
Harmandan eser efil efil rüzgar,
Karaçayırından akar buz gibi sular,
hasret çeker gurbette olanlar,
Güllük köyü bir başka diyar...
Damla damla düşüyor yağmur toprağa
Nazlana nazlana esen rüzgârla
Sessizce yol alıyor güneş batıya
Sonu olmayan deniz şafağında
Usulunca susuyor martılar limanda
Gurbet ince bir ağıttır,
Dilden dile,
Nesilden nesile,
Babadan oğula, geçen…
Ağır bir hastalıktır,
İnsanı yavaş yavaş eriten…
Kokun burnumda tütüğü an
iki kelime altı hece on üç harf
dilim ucuna kadar sürükleniyor
kelimeler hece hece harf harf
ruhum serçelerin kanatlarında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!