Deniz çağrılı bir ağustos. Mavi… sıcak…
Esmekte kararsız bir rüzgar. Yorgun… bıkkın…
Davetlere umarsız tebessümler
Gökte hayal bulutları
Dudakta tuz tadı..
Su gibiydiniz
Yakışırdınız geceye gündüze
“Sevgilim” derdim size
Yağmuru paylaşan çiçeklerden biriydim oysa
Su gibiydiniz
Gökyüzünü mavi severim, köpük köpük bulutlu
Denizi dalgalı, ya da çarşaf gibi serili
Mevsimlerden bahara tutkunum
Gökkuşakları dolanır belime
Çiçek bulur koklarım
Kuş duyar dinlerim
Ağlarken, hüzün dillisin
Bir dolu bir boş kadehin sakisi
Kan kırmızı şaraplara dert anlatıyorsun
Türkülerin yürek yakar, can acıtır
Ölsen kâr etmez pişmanlığın şimdi
Baharda esen rüzgârsın
Çiçek çiçek savrulansın
Gözlerinden yıldız kaysın
Seviyorum seni çapkın
Düşlerimde seni görsem
Her şeyin bir adı var
Taş, çiçek, gül, güzel…
Sevgi, kavuşmak, hüzün…
Asıl olan yaşamak değil mi?
Biz adını koymayalım
Sonbahardı.
Sevdaya başlamıştık
Sararıp döküldü üzerimizden
Acı hatıralar, umutsuz hüzünler
Gülümsediniz güle benzedi
Bulutta güneşte çok yakıştı gözlerinize
Desem ki
Yaralıyım korkuyorum
Hatıralarda hep bir yanım acıyor
Sevgi söyleyenlerin ihanetindeyim
Yaş tutmuyor gözüm
Durmadan “Of” çekiyorum
Pencerede, kapıda
Yanımda olsan…
Oooof of
Gökyüzünde kuşlar, bulutlar geziyor
Yoksun
Ne bahçeler bahara,
Ne akşamlar akşama benziyor
Yol yorgunu gibi düş yorgunuyum
Ayrılık toprağa düşmüş tohuma benziyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!