Gözlerin kirpik uçlarımda her an
Düşmeyi bekleyen çiy damlası gibi
...Bense sana
Dalından kopmak istemeyen
Bir yaprak gibi tutsak
Ya sen
Ay süzülüp gitti sessizce geceden
Bir ben kaldım karanlığın koynunda
Yalnızlığıma sarıldım uykusuzluğumla
Öksüz çoçuğun anneye özlemi gibi...
Zaman geçer günler değişir
Yaşlanınca insanlar yüzler değişir
Roller çileyle başlar gözyaşıyla biter hep
Sadece sahnedeki oyuncular değişir......
Tohumdum gövde oldum dal oldum
Çiçektim petek oldum bal oldum
Aştım gönlümdeki benlik kibirini
Sevgili için toprak oldum yol oldum.
Pencereye çık gülüm pencereye
Hayata küs oluşun yetmez mi
Bak bulutlar çekilip gitti
Güneş yüzünü sermiş gökyüzüne
Toprağın teniyse bir güzel kokuyor
Pencereye çık gülüm pencereye
Ömrümün mavi denizindeyim
Yaşam
Dalga dalga beni kovalamak ta
Bilmem ki
Üç kağıtçılığa demir atmadan
Bu denizi geçe bilecekmiyim?
Seni
Hece hece mısra mısra
Sayfalar dolusu şiirlerle
Ellerim tutuncaya dek
Yazacağım...
Yitirdim içimde ki sevinçleri
Tükendi bütün gülüşlerim
Sevmenin bir anlamı yok artık
Aşkların hafife alındığı bu evrende...
Oysa ben hep yüreğimi koydum
Yüreksiz sevdaların yollarına..
Sırtımı dayayıp bir palmiyeye
Oturdum akşamın kıyısında
Zaman süzülürken dağların arkasına
Uğurladığım bir yolcuydu güneş
Öylesine çaresiz kırık umutlarla
Boşlukta kaldı ellerim.
Neden bahara özlemim var böyle
Ömrümün bu sonbaharında?
Yıllar yılı aradım
Hala arıyorum yalnız benim için
Kokacak bir çiçeği
El değmemiş bir güle hayranlığım var
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!