Unutulmuş bu şehir
Coğrafyası sıfırdan ibaret
Geçmiş geleceğe inat yargılamıyor
Ten ve ter kokuyor hava senden bahsedilince
Yürek kanıyor ve akıyor denizine
Kalk gidelim ömrümüzün kıyısına
Gitti..................
Kayan bir yıldız gibi
Su gibi aktı gitti.
Sesini tanımıyorum
Ölü bir koku var sadece
Serpilmişti yüzüne gitmenin sevinci
Satırlarda sana başlamak
Noktasız,virgülsüz
Hiçbir ünlem işareti bırakmamak
Ve hiçbir soru sormamak
İmlasız ve kuralsız bir dil yaratmak
Ve intihar etmek
Ben kayboldum,
İklimsiz bir sabah
Haberimi aldım
İdam edildim.
Ben ölmedim
Kayıtlardan düşmedi adım
Kaybolan zamanın ateşiyle ısındık,
Çocukluğumuzun buğulanmamış sahneleriyle Oyunlar kurduk,
Karanlık kentlerin ardındaki
Dünyayı aradık hep,
Karlarla kaplı olan
Gözyaşları akıttık birbirimize,
Çöle dönerken ıssızlığım
Susuzlaşıyor bendeki korku
Kapatıyorum gözlerimi
İçimdesin şimdi
Açtığımda kaybolacağını bile bile
Sana açıyorum gözlerimi
Anlamını yitirmiş kelimeler dizesiyim,
Girdabına kapılmış sarhoş bir gemiyim ben,
Gece sonsuz bir boşlukta yapayalnız,
Yaralarımı kapatacak kimse yok,
Hangi zamandan kalma hayatları
Yaşatıyorum içimde.
Zaman durdu
Ve geçti önümden
Ölüm gemisi.
Serüven başladı bilinmez dünya'nın içine.
Gölgesel bir düş,
Dipsiz bir kuyu,
İntihar başlar bir uçurumun kenarında ve sonra acının mağmasına
dönüşür belleğimdeki sancı.
Şah-mat oynarken hayat,
Sana güzelleşir içimin dışa vurmayan yüzü.
Zaman neyin göstergesiydi
Ve ne kadar biliyordu
Bak yine geldi o
Yağmurlu bir havada,
Hangi mevsimi dökünmüş saçlarına,
Hangi saati çalmış benden,
Ya ben hangi mevsimde
Açacağım sana,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!