evet
sana gelebildim nihayet
bilmem kaç on yıllık
merdivenleri kaç basamaklı
ahşap evin
içinde defalarca büyüyen
çılgın pembeli mevsimlik açelyaların
onlarca karşılığı sen
uykudan birazdan kalkacak
biraz ilerideki
merdivenlerden salınarak ineceksin
ince dudakların
kırmızı bir rujla boyanmış
saçların iyice fırçalanmış olacak
saat tam sekiz buçukta
kapı önündeki koca çınarın önüne
geleceksin
havuz başındaki masalardan birine
oturacağız
hayır
mesele o değil
mesele bugün dahaca iyi misin
bundan emin olabilirsem eğer
olabilirsem ki
saatler
niceleriyle
geçecek seninle birlikte
işte ne zamandan beri
seninle aynı salonu paylaşıyoruz
aynı odanın havasını soluyoruz
birazdan
sıcaklığını duyacağım
işte sen
sadece sen
olacaksın kollarımda
ete kemiğe
kokuya bürünmüş
böyle olunca da içimi bir üşüme sarıyor ki
hiç sorma
çözülmez muamma örneği
çay deminin o buğusu gibi
takılıyorsun aklıma
sabah serinliğinde
duyduğumuz ses
derin duygularımıza esen poyraz sesidir belki
belki yeni doğmuş bir serçe yavrusunun avazı
belki de iç çekmesidir
ya da fısıltısıdır bu dizlerde saklı
yüreğimin
veya özenle sakladığım ilk nazarının büyüsüdür
nice kavgalar vermiştim korumak için onu
alnımdaki ter ile saklamıştım hiç soğutmadan
kaybolduğumda
öncü bir ışık
pusulam
kutup yıldızım
olsun diye
dahası yaşadıklarımıza
esrar ve maceraları ile
tamamına
bütününe
tanıklık etsin diye
redfer
İlyas Kaplan
Kayıt Tarihi : 27.8.2023 16:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!