Salkım saçak sevgi iplerin
Yaşamak kördüğüm seninle
Başı sonu belli olmayan
Bir sokak gibisin
Yolların dik yokuş
Aşkların sarp
Duman kokulu saçlarını çektim içime
Gözlerini yasladım omuzlarıma
Bitmişliğin hüznüyle çağlayan gibi
Aktın ellerime
Bende kalan sadece anılardı
Benimki samanlı sevdaydı.
Kayıp tarihlerin anısını yazıyor kalem
Hafızalarda yer almayan mutlulukları kaşıyor
Sisler dağılıyor dehlizlerde
Bir küçük kız dolanıyor kiraz bahçelerinde
Ellerinde uçurtmalar
Saçlarına dokunan rüzgar yüzünün
Akşamın hüzünlü sesini dinledim
Biraz içim buruk
Çıkmaza düşmüş yollara vurdum kendimi
Yüreğim dağınık
Saatleri saymadım
Yolları ezberlemedim
Bu akşam bir kadeh rakı içtim senin için
Sensizlikte biriktirdiğim geceleri meze yaptım
Karşılıklı tokuşturdum ince belli bardakları
Sen olmasan da çınladı gökyüzü
İki kelime laf ettim senin için
Dost oldu başımda bekleyen duyarsız garson
Sahip olduğum ne varsa topladım bugün
Bir seni yerleştiremedim dünyaları alan bavuluma
Gitmek bir adım ileri o kadar yakın
Kaçmak denize hüzünleri geride bırakıp
Sığınmak bir akşam üstü bir balıkçı teknesine
Birkaç kadeh kaldırmak denize
Bir ufak taş deliyor rüyalarımı
Senden yana na varsa üfürüyor
Bir küçük elmas kalıyor yüreğimde, sevdan
Açılıyor gonca güller
Bir kelebek pusuda bekliyor gelecek günü
Baharla birlikte şıçrıyor kuşlar bir o yana bir bu yana
Tadında deniz
Hüzünde akşam
Bir kalp kırıklığı
Akşamdan kalan
Yağan yağmur
Gözyaşları boşalan
Kardeşim Yavuz'a
Bir ıhlamur gölgesinden bakarım güneşe
Sazlıklar çırılçıplak
Seyre dalarım denizin mağrur duruşunu
Yakın zaman tutanakları
Gecelerin ıssız yüzünde
Seninle beraberliğe dair
İpuçları veriyor
Çekip çıkarmak için günü
Güneşin doğuşuna
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!