Dağ gibi bir adamdı İrfan
Daha dün sabah....
Kim derdi ki yıkılır, yerle bir olur
Bir trafik lambasının dibinde düşer
Ve bir yaşam, böylece nihayet bulur
Geleceğim bir gün,kaldığın şehre
Yaşadığın yerleri,şöyle bir gezeceğim
Havasını soluyacağım..Seni çekeceğim içime
Suyunu içeceğim...Tadını duyacağım senin
Rüzgarın dolaşacak saçlarımda,ellerin gibi
Güneşin değecek tenime, beni yakacaksın
Dans etsin gözlerin, gözlerimle bu akşam
Kimseyi görmesin bir bana baksın
Dalgalı simsiyah okyanus olup
Çırpınıp çırpınıp gönlüme aksın
Kapatma sakın gözlerini bu akşam
Ey yüreği bu vatan uğruna atan
Bileği bükülmez Türkün askeri
Düşmanı hezimetle önüne katan
Sen ulu Atanın ey şanlı eri
Gözler ufka dikilmiş başında duman
Bir ikindi vaktiydi EyüpSultan da
Bir ezan sesiydi yükselen, o gök kubbeden
Bir anneydi eller üstünde
Bir anneydi o göğe yükselen
Bembeyz güllerdi gökten dökülen
Bu gece son defa aynaya baktım
Gözlerim aynayı, çok zor seçiyor
Yüzümde hüzünler resimler çizmiş
Her biri benimle dalga geçiyor
Vakit ilerlemiş, hayli geç olmuş
Dört işlemi tekrarladım,dün yine
Seni banaa, beni sana böldüm...Biz çıktı
Beni senle çarptım...Sonuç..ikimiz
Seni benden, beni senden eksilttim
Gördüm kii; hal böyle olursa....Biz bir hiçiz
Sonra toplama geçtim...
Baktığın aynalar, seni gösterir
Sanma hiç sevdiğim o benim işte
Attığın her adım, geri getirir
Gidemezsin bir tanem... yol benim işte
Dokunduğun yabancı, yabancı değil
Bu gece bambaşka şehr'i İstanbul
Kendimi sokaklara atasım gelir
Çılgınlar gibi şarkı söyleyip
Canımın yanına koşasım gelir
Yüreğimde pür neşe, başka heyecan
Adını anmadığım,içimin yanmadığı bir an bile geçmedi
Gönül kaç gönül gezdi, bir yar bile seçmedi
Bir haber göndermedin,şimdi hangi eldesin?
Yıllar geçti üstünden, sen hala o yerdesin
Her tonunda siyahın, gözlerini aradım
Can-î cânân eyler severse günül
An-î cennet eyler bu deli gönül
Nidasi olmasa bilinmezdi bülbül
Ah-û revân etmezdi bülbül, dikensiz olsaydi gül
Nâm-i deger Canan'in dolsun gönlü lâle-sümbül...
-gecerken ugradim, sevgili dost..