Gözlerim görmez ki mektup yazayım
Kendi mezarımı nasıl kendim kazayım
Bakkal değil ki satın alayım
Yokluğun alnının tam ortasındayım
Gönlümün sevdasında akar dururum
Nedendir sana
Çok şükür?
Yaşamayı bize
dört duvar içinde baki kılan,
Karanlık durgun denizlerin
yansımasını bize,
Bir çağrım kaldı
sana medeniyet
hülyalarım var sende
biliyorsun
çalmazsan gönlümün ezanını
kaldıramazsın Şaha bu atı
Ne yaş kavgasında yerin olur,
ne de baş kavgasında hayatın.
miden deki hayat,vuruyor suratına bayat.
hayatı bayat,bayatı sanat olamamış hayat.
Alafranga dan gelip alaturkaya çalışan,
sofrada çatal,yatakta örtü,
Ah benim gökyüzümün
firarî mavisi.
Ah benim gönlümün
firarî alevi ateşi nerdesin?
Uzak şehirler gibi
Eli açık,ağzı bal Orhan
Boynu bükük,itaatkâr Orhan…
Başını kolları arasına almış
Uzanmıştı kanala boylu boyunca.
Havadaki son oksijeni de bitirmişti ciğerleri.
Sanmayın ki Orhan’ın ciğerleri hasta?
Kimi kere
ot gibi düşlerim
Korkularımı düşlerim,
ilk filizlendiğim andaki.
Havamı kararıyor,bulutlar mı artıyor,gök mü gürlüyor,
fırtına,yağmur,kar,yıldırımlar ve
'yüreğime sen yoksun '
tedavisine tuttular,
Adıyla verdiler ilaçları adıma
iğneler yaptılar kalçadan
uyuttular
Önce ayaklarımda hal
Bu kentin altını kömür yazdı
Üstünü kabartmalı takdir yazısı
Topraktan okuyan, kitapsız bilen
Altında kaldı
Yeşil köşkler üstünü sardı
Hissedilmeyen hiçliğin
Bir seyler varki,
oda;
Umutsuzlukların umutsuzlukları
götürdüğü
fırtınaların kasıp kavurduğu
Senin şiirlerini okuduktan sonra kendi şirlerimi beğenmiyorum.En kısa zamanda şiirlerini,güzel bir kitap kapağını açarak okumak istiyorum.
Sevgili İrfan'ım, çalışmalarını zevkle okuyorum. Bu eserlerini kalıcı hale getirmen dileğiyle..