Camınıza Vuran Yağmur Damlaları Benim,Ka ...

Adnan Durmaz
490

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

Camınıza Vuran Yağmur Damlaları Benim,Kapamayın Perdeleri-düz yazı

“ Camınıza Vuran Yağmur Damlaları Benim,Kapamayın Perdeleri...”

“Kanatları birbirine bağlı olan kuşlar uçamaz”MEVLANA

Yuvarlanan taş nereye varacağını ne bilsin..bilse de,durabilir mi..

Zirveden kopmuş taşlar gibi,nereye düşersek orada soluruz..soluduğumuz yer yontar,sesimizi,yüreğimizi,öykümüzü..kimimiz bir orman köyünde,kulübede doğarız; kimimiz bir deniz kentinde,villada..kimimiz bozkır ıssızlığında..birimizin ninnisi dalgaların senfonisidir,diğerimiz ormanların uğultusunda..öteki,ormansız,denizsiz,gülsüz,yağmursuz bozkırın çatlamış topraklarında,yalınayak basarak ağustosa ve zemheriye,yalım yalım ağıtlar içinde..kimse nereye varacağını bilemez yarınının,yine de kendi çemberinin sınırları içinde olur,mutlulukları mutsuzlukları,aşkları hüzünleri,şarkıları..cürmü kadar yerde yanar herkes. orada tanır kendi başının belasını,veya belası olacağı başı..kimse bilmez,mutluluk halkalarının zincirleşeceğini..gözbebeklerinde büyüleyen aşkların,bakışlarda uğursuz bir girdaba dönüşeceğini ki,m bilebilir önceden..insan insana yük,yürek yüreğe kambur olur..iki dişli çark gibi,monte edildikleri makinada birbirini aşındırırlar..(sevmenin bedelini her ömür vermez imiş/yedi deryalar gelse gönlü yeşermez imiş/dişliçark yüreklere gün ışkın sermez imiş) ...
Fırlatılmış bir taşın taşa çarpması ömrümüz..çarptığınla veya sana çarpanla birlikte bir sürüklenmek..her taş gittiği doğrultudan sapar çarpışmalarda..hesapta olmayan yönlere gider..yağmur yağmura çarpsa..yel yele..sürüklenen yaprak yaprağa..her biri yön değiştirir..çarpışmalar,buluşma değil..
Kendi çemberinin içindeki rastlantılarla,hayatın getirdiği her insandan bir şeyler alıp,bir şeyler vererek,yaşanan bu can aşınmasında,dilediğin yolda yürür gibi olmuyor yaşamak..
Başının belası saydığın her insan belki de seni güzelliklere gitmende bir araç..ona çarparak kırıyorsun çemberi ve çemberin dışına fırlıyorsun belki de..
Ve çemberin dışına çıkınca anlarsın ki,sen taş değilsin; ne la’l,ne safir,ne kefenk,ne mermer..(belki kuş başka koşullarda ağaçtır) bir de bakarsın ki,coşku dolu bulutlarla sonsuz bir gökyüzü uzanıyor orada..ve sen taş değilsin..hep öyle dediler..hep öyle davrandılar..öyle bildiler,öyle bildin..şaşkınlıkla görürsün ki sen sonsuz mavilikte süzülen bir yağmur damlasısın..

(ben bu satırları yazarken,bulutlar inmişti bozkıra..son satırları yazarken,penceremi yağmur damlaları
tıklatıyordu..hoş geldin güzel damlacık.. :) 10.03.2000

Adnan Durmaz

Adnan Durmaz
Kayıt Tarihi : 19.7.2006 04:49:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Adnan Durmaz