Gençliğime doymadan ben
Ey vah, ne tez kış geliyor!
Yaşanan o güzel günler
Şimdi bana düş geliyor.
Gönül bir kuş sevgi kanat
Her zaman gülünmez, ağlanır bazı
Elemler hayatın biberi, tuzu
Ömrünü gülistan zannetme sakın,
Gülün bile bazen çekilmez nazı.
KIR ÇİÇEĞİ/1998
Hasret fırtınası esti gönlüme,
Körpe bir dal gibi hemen kırıldım.
Bir ömür tükettim sevgi uğruna,
Coşkun sular gibi aktım duruldum.
Kader beni çile ile yoğurdu
KIR ÇİÇEĞİM
Bahar demi, dağ belinde
Ne güzeldir kır çiçeğim!
Deli gönle seher vakti,
Esen yeldir kır çiçeğim.
Sakın gaflet uykusuna
Dalmayasın, kolla kendin.
İyi dost seç, başın derde
Salmayasın, kolla kendin.
Düşsen bile mutlak doğrul
Daha şafak vakti horoz ötmeden
Köyde hayat başlar daima erken.
Ezan ile uyku faslı son bulur
Önce abdest… Sonra namaz kılınır.
Elâ gözlü nazlı dilber yüzünden
Yanmış yanmış sonra küle dönmüşüm.
Yâr gönlünde sultan iken, bey iken
Eli kolu bağlı kula dönmüşüm.
Gurbet elde arayan yok, soran yok
O, vatan ve millet sevgisidir hep
Damarlarında küt küt vuran Mehmet’im.
Şafaklardan berrak, sütten de aktır,
Yoktur alnında hiç karan Mehmet’im.
Coşsa yüreğinde o imân seli
Gözün aç da gör; ey, mahlûk-u asil
Şirk koşma Allah’a, onu Rabbin bil
Varlığına başka şahit gerekmez,
Eseri kâinat en sağlam delil.
KIR ÇİÇEĞİ/1998
Güneş süzülüyor yine ufuktan
Akşamın kapısını çalıyor zaman.
Zamanla birlikte tükenen biziz,
Ömür mum misali eriyor, sessiz.
Belki son uykumdur bu köhne handa
Başımı yastığa koyduğum anda;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!