Bir paslı çit ardından kestin beni Ederkon,
Gözlerini görüp kara gamlara vuruldum,
Hangi yardan salayım kendimi ha Ederkon?
Bir ayça vakti gökte kıvılcımlarla sustum
Seni esir etmişler nazlı yârim Ederkon...
Bir uçan kuş da söner içinde
Mimlediğim sokaklarda kimseler gözdüğüm
Dinlediğim müziklerle sunar içimde
Konar yalnızlığına naif ön düğüm
Uzun bir yol var patikadan dar
Huzurlu uykular güzel dostum,
Ben abin yaşına geldim de
Sen hala on dokuzsun...
Sen öldüğünde hava epey soğuktu
Donuk bir çatıda
Saatlerce sigara dumanında boğuldum.
Şu an damarlarımda kan yerinde hisler,
Gözlerimin önünde saçma süreğen rüyalar;
Amansızca indiğim merdivenler,
Tanıştığım rastgele insanlar var...
Kar üşüyenlerden habersiz,
Rüzgarla beraber usul usul düşüyordu...
Bu düşüş nedensiz değildi,
Bu yüzden;
Pek önemsemiyordu dondurucu soğuğunu...
Tam kırk dokuz dakikadır hayattasın…
Nereye geldiğini,
Kim olduğunu bilmiyorsun…
Sadece annenin kucağı
Ve
Gece oturdum bir meşenin altına,
Bana bir şeyler sorduğunu duydum ve…
Endişelendim.
Eskiden olsa…
Sessizlik ikna ederdi beni,
Rüzgâr nefes alırdı ensemde,
Metroya giriyorum,
Yürüyen merdivenler yavaş yavaş,
Geçmişimdeki yosunlu anılara iniyor.
Bir de ben az buçuk sarhoşum.
Yerde oturup şairliğe soyunuyorum.
Mezarım...
Uçurumun kenarında,
Yeri güzel.
İçinde yatan kişi tüzel
Unutmuş sevdiği
Başkası hatırlasa ne geçer?
İlk ne vakit gördüm hatırlamam,
Adını çok geç öğrendim...
Bana dede dedirttikleri adam,
İdrak edemedim ki kim?
Şık ve pak gömlekleri,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!