İlk şiiri ‘Sessiz Kız’ı henüz 14 yaşındayken yazdı. 1974 yılında, "yatılı gövdemin ilk yarası" dediği Kuleli Askeri Lisesi’ne başladı. Yedi yıl kitaplarla durdu, gurbet burcunda gezindi. 1981’de teğmen oldu ve Amasya’ya tayini çıktığında ‘Yağmur Fotoğrafları’nı çekmeye başladı. Şiirine; tarih, ırmak ve şehzadeler usulca sokuldular. 1984’te, çektiği fotoğrafları tab ederek, ilk şiir kitabı olan Yağmur Fotoğrafları’nı yayımladı. Bir süre çeşitli yerlerde askerlik şube başkanlığı yaptı.
Yağmurlarla konuştu, dağlarla selâmlaştı, içinde hep İstanbul’u ağırladı. Şiirleri Aylık Dergi, Yedi İklim, Yönelişler, Üç Çicek, Dergâh, Yolcu, Kaşgar, Hece gibi dergilerde yayımlandı. 1991 yılında, Geniş Zamanlar dergisinde şiirine özel bir bölüm ayrıldı.
Karaltı Şiirleri, Yağmur Fotoğrafları ve Sessiz Redifler başlıkları altında topladığı şiirleri, 1992 yılında İz Yayıncılık tarafından yayımlandı. Özgünlüğü ve gücüyle edebiyat dünyasında derin bir yankı yaratan Sessiz Redifler yeni baskısıyla okuyucuların huzurunda.
Eserleri
Yağmur Fotoğrafları
Karaltı Şiirleri
Sessiz Redifler
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!