Karanlığın, beni alıp götüreceğine inandığım anlar oldu.
Masadan düşen, uçan örtüm,
Bu kumulda, gecenin inmeyeceğini nereden bilebilirim.
*
Bildiğim bir gerçek varsa, o da bildiğim hiçbir şeyin kesin olmadığıydı.
Keşke bilgisizliğim, kırmızı ekose piknik örtüsünün üzerinde, pervasızca süzülseydi.
*
Bilgisizliğim uçağa binmekten çekinmiyordu, tam tersine gezgin turnaların arasına karışmayı çok severdi.
Ama dediğim gibi, bu kumulda rüzgar esmezdi.
Yani, bilgisizliğim onun oturduğu yere yerleşti ve biz de o masa örtüsünün üstünde yedik.
*
Kırmızı şeritlerden, goncalar yaptım,
Onların solmasına, gönlüm razı olmadı,
Sevdiğim dostlardan ayrıldım; cam objelere sardım,
Onları kırmaya, cesaret edemedim.
*
Umutsuz bir güz, goncalarımı çaldı,
Onu aldı, sararttı ve kuruttu.
Cam objelerim, ayakların altında parçalandı.
Bir kış ve uzak takvimlerden, cam kırıklarıyla yapayalnız kaldım.
*
Hiç değerli ayakkabılarım olmadı,
Zaten ayakkabılar, niye değerli olsun ki?
Kumsala, yalın ayak gidemem.
Ateşte, ayakkabı verirler mi bilmiyorum.
*
Olmazsa, buna değmez.
Ayakkabısız yürümeye alışkınım.
Kumulda olanlar, devecilerin tökezlediği yollardan hızla ilerlerler,
Bu yüzden, konukların geciktiği davetlerde, hane sahibine daima yardımcı oluruz.
*
Nasıl bilmiyorum,
Ev sahibi olmak, nasıl bir his,
Ananın evi; babanın ocağı,
Gözaltında, demlik olmanın nasıl bir şey olduğunu biliyorum.
*
Aslında kumulumuzda, demlikler için sicil kaydı aranmaz.
Çünkü inancın, en kuvvetli demlerini içtiklerini biliriz.
Neticede, yaşlı amcasının oğlundan sonra, teslim edilen hürriyetini, ancak biz kumullar ve esir demlikler takdir edebilirdik.
*
Artık insanlara sormuyorum,
Beni sormasınlar,
Ben insan değilim,
Bugün, bir Beşiktaş kupasıyım,
Yarın, ayakları unutulmaktan kavrulmuş bir demlik.
*
Biz kumulun kanında ve kandan daha koyu yerlerde,
Kendimizi tanımamak ve biraz da uyumsuzluk.
Hayatımızın çoğunu, sudaki yansımalarımızı kovalayarak geçirdik.
Ceketlerimizi asmak için, uzun aynalarımız ve portmantolarımız yoktu.
*
Büyükbabamın aynaları vardı; kırdılar,
Büyükannem çayı süte katıyor, çaya süt değil.
Ölmeyi çok isterim,
Limon ağacıyla birlikte gömülmek,
Yaşamayı çok istiyorum,
Kedilerle evlenip köpek doğurmak.
Kayıt Tarihi : 7.10.2025 22:04:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!