Kemikkıran motifli bu büst askısı, işte sallanıyor havada!
Biraz sitemkar ve çokça üzgün hatta oldukça kindar birde.
Ama soyuyor mutsuz, zarfını tünellerin, incecik bir balçık:
Tünelin içinde kokuşmuş bir alay her şey, ne varsa
Maksatsa, içinde bulunduğunun dışına çıkmaksa iç’in;
Doğru ışığa gidiyor, yanılası yunan kerametini taşıyan
Orada kılçıklar var ve bu koridor oldukça dar; burgu
Sevgim seni yurduna getirdi:
tuzak ev,dilsiz baba,yenik anne...
İşte hepsi bu...
Hayallerini yak,evi ısıt.
Gideceğin en büyük oda arka odan.
İçerden sesleri geliyor annenle babanın,
Devamını Oku
tuzak ev,dilsiz baba,yenik anne...
İşte hepsi bu...
Hayallerini yak,evi ısıt.
Gideceğin en büyük oda arka odan.
İçerden sesleri geliyor annenle babanın,
yerinde tespitler ve önemli noktalardan yakalamışsın sevgili arkadaşım guneyden. yorumuna çok teşekkürler
şiir bütünüyle ,mısra mısra, yaşananı ve duyumsatılmak isteneni sergiliyor.....
Akın Akça'nın tarzında şiire alışınca estetik ve kültür yan yana....
'Ve bön bön, ama hülyalı bakan şu bir nefret uyandıran:
Anlayan anlar gördüğünde fotoğrafı, tanıdık o garezi!
Bir küçümseyen mahlukatı, sürmeyecek onun cefası!
Fazla örümcekli onun kafası, onları kendi haline bırakmalı.
Neler olduğunu anlayacak şimdi, duruyor mu bir zamanda
Gerçekten kendisi, anladığında, kartopları suratında!
Oraya, buraya dağıttım işte seni; duvar şanlı kireci gibi
Sıvandı her yere ve tavan kuzeyi ile yere de, kartopları!
Serbestsin artık şimdi, hür akabilene.. gir mağarana
Ve bekle bari öyle, düşün, almaya seni gelecek olanı –
‘Eski ağza yeni taam’ bir her zamanki üreyişinden.
Fakat değişmeye bile yeltenilecek kabilinden bilinen;
İleri gelir onun kendisinden, ise evvalası yarını’ndan! '
kendini
Shakespeare'den esinlenip,şüphe ve korku çukurunda değerini yitirenlere ya da bir değer olduklarına inananlara da göndermeler var...
eline sağlık arkadaşım...
ümran demircan
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta