Gidilmeyen yollara aşinâ oldum
Gidilecek başka yer kalmadı !
Özüm karıştı, derbeder oldum...
Hangi çığ içimdeki sığlıktan daha büyük?
Hangi deprem gözümden düşenler kadar gürültülü?
Gösterecek kimse yok özünü
Elini uzat çocuk, anılarıma
Kırılan ümitlerimi al
Gül bir defa çocuk,
Içimi ısıt !
Yangın yeri yüreğime
Yağmurları dök ellerinle,
Tükenecek nefesim
Cansız bir ışık gibi tiyreyerek,
Ve yine esmeyecek rüzgar
Benden öteye...
Yüreğimin devrimi devrilecek
Senin darbenle!...
Düştü firakın tüyleri uçan kuşlardan
Düştü ye'sin kara gölgesi
Elden gelmeyen dilde çözülmedi
Yırtık bir gömlek gibi arkadan
Çıktı haya, çıktı edep kapıdan!
Bağrında kaldı, nicesi sevmelerin
Nihayetsiz ömrüme
Açılan perdeden dışarı bakar gibi
Sokak taşlarının arasından göğe yükselen yeşil ,
Ve bazen sadece iki gözün birbirini araması gibi
Geçiyor ömrüm
Meyler sofrasından,
Niyeti yok bugünün bitmeye
Dağ başlarının dumanı içime birikmiş
Nefes nefese yüreğim,
Ayağı kaymış niyetlerimin...
Bir uçurum kenarında sözlerim
İşitir misin?
İklim sonbahar
Sen gittikten sonra bütün iklimler son ve bahar
Kıyıya yanaşıyor küçük bir tekne
Sanki içinde sen ve ben aşka dair tek cümle
Kuşun kanadına asıyorum her heceyi
Benim ellerim yetim,
Benim ellerim öksüz,
Benim ellerim kimsesiz,
Çıplak ayaklarıma yağıyor yağmur
Çıplak yüzümü ısıtıyor güneş,
Kimsesiz sokaklar sarıyor artık
Kalıcı bir zamanın yok olan insanlarıyız...
Zamanın olmadığı alemlere, sonsuzluğa göçüyoruz...
Eyvallah milat öncesine, milat sonrasına,
geçmişe, geleceğe !
Bir zamanlar zamanlardan öte
Gönlüm yerinde memnunken
Gidilmemiş kapıları çalmadan
Çıkmadan zamanın çemberinden
Bir düşten uyanmadan aniden
Duymadan soğuk bir soluğu boynunda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!