An usual agony in my heart as always as familiar
In the night same thought come outside like time prisoner
Will the roses fade as love in the long run?
No answers will be accepted until come out the sun.
Eylül'de yine serin rüzgar esiyor,
Karanlıkta yalnızım sen yoksun.
Varlığımı bile unutmuş gülüyorsun,
Gülüşüme karışan gülüşünü anımsıyorum,
Ve çiçekleri başka bir hayata dair.
Yapayalnızdım ben oysa,
Ve yine yapayalnızım tüm debelenmenin sonunda.
Düşlerle hayat arasındaki boşlukta,
Debelenip durmak olamadığın şeyin kıyısında.
Tüm çiçekler açsa yeniden, yepyeni bir bahar gelse bile,
Unutsam seni uzun uzun
Hatırlamasam bir daha seni sevdiğimi
Dönmesem o günlere zihnimin derinlerinde
Yeni bir ben lazım şu İstanbul gecesine.
A stern fall which has been lost in the haze of summer
gave me a full recognize what is truth of inner.
Inside of the mirrors of souls which never existed and never will exist,
I saw that silence is emptiness.
Kayboldum en sonunda.
Tüm özlenenler geride kaldı,
Sanki hiç var olmamış gibi.
Söylenen her şey anlamsız...
Yapılan her şey yapıldı da daha önce,
Yine de olmadı istenen.
Yine bir Eylül akşamı
Hatırlar kalbim senle geçen Eylülleri...
Yalanlar ve yalancılar arasında kaldım
Tutulmayan sözler ikiyüzlü hayaller
Ve geçmişten gelen hayaletler
Varolma kavgası her zamankinden daha çetin
Zorlu yollarda yitip giden hayatlar
Her birinin aklındaki telaşlar ve sorular
Belkiler, keşkeler, niçinler en yakın arkadaşlarım artık,
Tam da en beklenmedik zamanda bir hayatın olabilecek en baharında.
Yalnızlık bir ezgi gibi salınırken arka fonda,
Aşina bir hüzün kaplar her hücremi her anda.
Bu kadar çabalamışken ve çabalıyorken niçin ben?
Sorular gelir gider kaybolurken hiçliğin eşsiz rahatlığında.
Bir kuş gibi özgürce uçabilmek isterdim, belki bir gün batımında, bir deniz rüzgarıyla süzülmek...
Böylece küçücük kuş yüreğime sığamazdı bir şey yaşamın heyecanından başka.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!