Buruk Rastlantılar Şiiri - Mehmet Necip ...

Rutubetten yana her şey var şu şehirde
Kesif küf kokuyor
İnsanlar
Tek tük
Sokaklarda da uyunur mu hiç
Çocuklar
Esmer kara
Çekiç çiviler baş uçlarında
Sanki kalk ve hemen asıl çekiçin sapına
Çak
Portakal limon kasalarını
Portakal limon bahçeleri uyanmışlar erkenden
Bu koku çarpıyor insanı
Su
Ot
Rutubete baskın çiçekleri narenciyenin
Kız kokulu çiçekleri
Hanımelileri
Yaseminleri
Bir ben
Bir de ayak seslerim
Biçarem
Sevgili kardeşlerim

Üçü
Buralarda bir yerdeler
Geceleri lunaparkta
Gündüzleri lisedeler

Ararım
Düşüncelerimin karanlığında geçmişin patırtısı
Bir gidip bir gelirler
Bir ben
Bir onlar
Biri içeride oldu iki yıla yakın

Belli değiller
Belli değiller ile geçip giden günler
Yıl bin dokuz yüz seksen
Babam
Annem
Uzakta bir şehirdeler

E-tipi önleri
Dolu ana
Dolu baba
Ayşeler
Fatma teyzeler
Ahmetler
Mehmetler
Emzikliler
Sabahçı kahvelerinin ilk müşterileri
Yaşlarından kime ne
Kimde ki merhamet

İçeridekiler
Dışarıdakiler
Belliler
Belirsizler
Şu cananım memleketin huzurunu
İki paralık edenler
Ekmeğimiz
Aşımız
İzinsiz sofra ortaklarımız

Düşüncelerim yalnız şu şehrin sokaklarında
Düşünceler ayak seslerimde
Sessiz olmak gerek
Mersin şehri
Sanki mavi yeşil bir cennet
Bir yanı cehennem

Sigaranın zifti avurtlarımda
Ağzımda tarifsiz bir acı

Kaldırımlar balık istifi
Sere serpe insanlar
Sivrisinek kaynıyor
Benek benek ısırıklar
Sırtları çıplak delikanlılar çocuklar
Şalvarında kıvrılmış kaybolmuş kadınlar
İnsanlarımız
İnsanlar
Portakal kasaları dağlar kadar
Işıklardan karanlığa kalanlar
İşlerinin başucundalar
Uyuyanlar

Kardeşlerim
Canlarım
Birkaç aylık heyecanlarım
Sağdaki sokakta olmalılar
Barkından ırak
Zulüm kaçkınları

Kara kuru kalmış suratları
Onlar
El kadar çocuklar

Hangi fırtınası doğanın
Hangi sebebe dayamalı
Hangi kefede tartmalı
Hangi alıra koymalı
Bölmeli ocakları
Parçalamalı
Her birini bir yana fırlatmalı
Bu insanlık suçunu
Nasıl anlatmalı

1981 Mersin