Bir ekmeği bölüşmek,
bir dosta kavuşmak gibi.
Baharda şiir yazmak,
sevinçten uçmak gibi.
Tad almak,
yeniye kavuşmak gibi.
Lezzeti farklı olsa da
..
Çek silahını
vur kalbimden
Toprak olurken
sen iki duvar
arasında kal.
Sevgimin bittiği gün
şeytanın
..
Uykuya düşmanlık anlayana saz
Hâlâ denilir mi ısrarla hayır
Ölü bedenleri âşıklar yuymaz
Muhabbet yol eyle unutma şâir
Sefil sokaklarda dolaşma âsla
Âşk yok bataklığı zaafa tattır
..
Pudra pembesi şıklığın gölgesinde
daha bir asil.
Saflığın ve doğallığın yansıması gibi,
ten rengi üzerinde muhteşem.
Halen karar vermedim renklerde,
uyum sağladığın gün,
kendini daha çok seveceksin.
..
Vardım
Ve varım,
Sonuna dek varolacağım zamanın
Sonum yoktur benim,
Çünkü delicesine seviyorum.
Ben insanım, hamurum sevgidendir,
Sevgi çiçekleri söyleyecek
..
İlham çiçekleri ek
Turuncu türkü söyle
Mısralar aksın tek tek
Ruhum köpürsün şöyle
Benim son türküm olur
Vuslat denilen şeyle
..
“Aşk insanı yazdırır, duyguları azdırır! ”
Şair mi oldum, aldım kalemi elime
Sen varsın her satırda, her kelime
Duygularımı yazıyorum, her an seni andıkça
Âşık mıyım diye, soruyorum kendime
..
şu yağmur damlası göğün ucunda
bilincin zihinsel yansıması örneğin
düşer yeryüzüne usulca
şu yeşilsiz ağaç dal budak
başı çeker sağduyuca örneğin
göverir aydınlığında odak
..
Sürükleniyorum çivi çiviyi deler
Perdeleri tanıdık ikliminde uzlaşır
Mantık kime gem vurur kemirmeli gülmeler
Derinliği fark edip sekine sonsuzlaşır
Kaçıyorum kendimden gürültü prangalar
Yasaklar vadisinde arıyorum kendimi
..
Düşün sabra muhtaç sabrede koşa
Sabır suâlleyin toprağa taşa
Bir şey olabilmek çok şeyi terktir
Konforik düzenle yattık baş başa
Toptan köksüz rahat tesiri serde
Çile baş üstüne varsa kaderde
..
“Ama sürmedi! ”
Hayalimden geçiyor
O tatlı günlerimiz
Ayrılınca geldi
O acı günlerimiz
..
“Dört mevsim sevdim seni ben! ”
Seninle başlamıştı
O ilkbaharda aşkımız
Ayrılırken bile akmazdı
Bizim gözyaşlarımız!
..
İçime sensizlik çöker yaralar
Hasret Yağmurları girer düşüme
Yokluk eşya varlık başlar naralar
Ayaz günlerdeyim gel de üşüme
Renklerin buğulu hislerim eşsiz
Son dantelâm sen ki yaş ol yaşıma
..
penceremi açtım
burcu burcu mutluluk
doğa gizemli yolculuğunda
kuş tüyü zamanın
masmavi sonsuzluktan
gülümsüyor bir bulut
ey sevdalı gökyüzü
..
Deşer kelimeler derdim yaranı
Linç olmuş gibiyim yine bendeniz
Gölgeme değdikçe bakir gölgeniz
Titrek ceylan gibi açtı aranı
Neden peki her şey tütsülü gibi
Senli uykularda sensiz uyanık
..
Yaş döken gözlere muhtacım her ân
Mühürlü gözlerin neşveleri var
Yönümü çevirip yüzün dayasan
Sihirli ellerin uzat hoş olur
Ümitler gizlenip yeisler vursun
Senli gelgitlerim bir ömür boyu
..
Göreni görmemek perde arkası
Akıl var belki de idrakten noksan
Çok şeyi üşütür aklın parkası
Organların yüktür seyirde yoksan
Ne çok hikmet saklı bir damla kanda
Kiminde bir zulmet kiminde nurdur
..
Emretti doğ dedi biz doğuverdik
Kör melûn aldattı Âdem dedemi
Hiçliği sırtlayıp defteri dürdük
Göz göre pişmanlık say ifâdemi
İmtihan pek ağır işte bu yüzden
Benimle birlikte sen gel ağla yâr
..
çisil yağmur taraça
ve evrenin yalnızlığı
yeşil gözlü tanrıça
düşleme sayrılığı
yapış yapış bilincimde
bitirse ya ayrılığı
..
Kalmadı fer takatim
Cürmün dibine vardım
En büyük liyakatim
İfşâ ettim yalvardım
Çoğu görür fark etmez
Hiçi fark etmedikçe
..