Burhan Çay Giftos Leo Şiirleri - Şair Bu ...

Burhan Çay Giftos Leo

Onlar, gökyüzünü sevdiler. Onlar, ormanları, çayırları sevdiler. Koyunları, ceylanları, atları sevdiler. Onlar, ana sevdiler, kardeş sevdiler, yâr sevdiler.
Bayrağı sevdiler onlar, uğruna şiirler dizdiler. Onlar, en çokta toprağı sevdiler.
Doğdukları, büyüdükleri, doydukları toprağı canlarından öte bildiler de sevdiler. O kadar güzel sevdiler ki tanıdıkları toprağı, basmaya kıyamadılar. Kötü ayaklar gelmesin, ezmesin, çiğnemesin diye can aldılar, can verdiler. Karınlarını doyuran, bu her bir karışı cennet kokan toprağa minnet borçluydular çünkü. Bu öyle kutlu bir borçtu ki, hesabı canlarıyla kapattılar. Borçtan öte bir şeydi bu. Kutsal bir görevdi. Bu kutsal görev uğruna, vatan bildikleri toprağın her karışını kanlarıyla beslediler. Çünkü onlar şehittiler. Zira toprak, ana ve yâr, en çok onlara vatandı. Bu sebepten ki vatanını en çok seven olmak onlar için bir şerefti, nişandı. Bu öyle büyük bir sevgiydi ki, eşi benzeri görülmemiş bir aşkla, toprak, ana ve yâr için öldüler. Hayır hayır, ölmediler, hala diridirler. Sadece et ve kemikten sıyrılıp ruh olmaya gittiler. Onlar, ne güzeldiler. Hep vatan, önce vatan dediler. Ve öldüler. Hayır hayır, ölmediler, diridirler. Bazen bir bir, bazen beşer beşer, bazen biner biner ruh olmak için gittiler. Çok uzağa değil göğe yerleştiler. Onlar ruh olup gitseler de bu cihandan, bir gidip bin geldiler. Hiç ama hiç azalmadılar. Gittikçe çoğaldılar. Çoğaldıkça daha da büyüdüler. Çünkü şehittiler. Bölük bölük göğe ordugah kurup hazır kıta nöbet beklediler. Ve onlar, daha henüz şehitlik rütbesi almadan önce, ruh olup gitmezden önce, belki yeterince sevilmediler dünya da, belki sevdikleri kadar sevgi görmediler. Ama yine de daima sevdiler. Sevgilerini esirgeyenleri bile sevdiler. Çünkü aynı toprağın etiydiler. Aynı toprağın kanıydılar. Öyle güzel sevdiler yani vatanı, öyle masum hani. Ve karşılıksız ve çıkarsız, tertemiz yani. Ve onlar, erler, erkekler, kadınlar, babalar, evlatlar, eşler yani şehitler, sevdikleri uğruna ne de güzel gittiler.
Ve bir ses, binlerce yıl öncesinden haykırdı: "Ne de yiğittiler." Korkmadılar hiç, gök ve yer arasında cenk ettiler. "Dillerinde binlerce yıllık bir türkü, Tanrı korusun Türk'ü." Yorulmadan üstelik yıllarca aynı türküyü söylediler. Zaferlerini inançları ile süslediler. Ve onlar, ruh olmak arzusuyla gelenler, hiç düşünmeden üstelik, saliselik bir anda, atılıp ileri coşkun nehirlerce, her kötülüğe göğüs gerdiler. Say ki engin bir denizdi göğüsleri, yorulmadı nefesleri, hiç pes etmediler. Ve gittiler, etten sıyrılıp ruh elbisesini giydiler. Ve bir ses kapladı o an göğü ve yeri, içten ve derinden; "Onlara ölü demeyiniz sakın. Zira ölmediler. Etten sıyrılıp ruh donuna büründüler." Ve aynı ses ilahi bir nefesle Türk'ün yüreğine bir isim ünledi: "Rahat olsun içiniz. Tanrı Türk'ü ilbay kıldı kendine. Ve yüceltti tinini. Ve onurlu bir isim verdi yiğitçe ölenlere." Ve yine konuştu Tanrı: "Hayır ölmedi onlar, ölmedi. Şehit koydum adlarını. Atalar meclisinde toy var şimdi."

Haydi düğüne, haydi ölüme.. Ölüm ne de çok yakışıyordu gök yiğitlere. Ve yaşamak şerefli bir görev içindi onlara göre. Şimdi cümle acun korksun Türk'ten. Ve girsin çakallar inine. Ve bilmeli herkes, yaşayan son Türk de ölmedikçe, ilbaylık Türk'e bakidir, biline, biline.

Devamını Oku
Burhan Çay Giftos Leo

Doğu da kızıl bela, batıda Rum-i kavim,
Güneyi ayrı cefa, kılıçları kinli ve kanlıdır.
Asya'nın ortasında apak bir ışık, göksel bir ırk.
Han Tanrıdan kut almış uluyor, görklü bir bozkurt.

Ortadoğu'da zulmün rengi siyah,

Devamını Oku
Burhan Çay Giftos Leo

Sevmeyi oyun mu sandın?
Gönlü sokak, hisleri oyuncak mı sandın?
Aşk sadece masallarda mı yaşanır sandın?
Sevmek ciddi iştir sevdiğim,
Ne oyundur ne masal!
Eğer böyleyse aşka bakışın,

Devamını Oku
Burhan Çay Giftos Leo

Özledim, yüzünü, yüzüne yakışan gülüşlerini özledim.
Sözlerini, seni seviyorum deyişlerini özledim.
Ve gözlerini, gözlerinle beni uzun uzun süzüşlerini özledim.

Devamını Oku
Burhan Çay Giftos Leo

Sen beni severken, gölgelere bile renk gelmişti.
Siyahı beyaz yapan gözlerin, güneşten daha aydınlık gülüşlerin vardı çünkü.
Bahar kadar renkliydi gülüşün, yaz kadar sıcaktı.
Sen böyle rengarenk severken beni, hiç sevmemezlik edebilir miydim sana.
Seni hiç sevmemek ya da az sevmek sevgilim,
kendime yaptığım en büyük kötülük olurdu bu çağda.

Devamını Oku
Burhan Çay Giftos Leo

Şairler çok yaşamaz.
Çok yaşamaz şiir şiir acı içenler,
İçip içip cümle kuranlar,
Ve sayfa sayfa duygu komasına girenler.
Merak ediyorum, neden böyledir şairler?
Hani dünyaya başka bir pencereden baktıkları için mi? O pencereden gördükleri insanların haline acıdıkları için mi? İnsanlığın acı çekişine ve insanlık değerlerinin yok oluşuna her geçen gün biraz daha şahit oldukları için mi? Tabi, neden duygu sarhoşu olduklarını yine en iyi kendileri bilirler ya;

Devamını Oku
Burhan Çay Giftos Leo

Gönülden sevmektir asıl sanat,
Dervişlerin sofrasında saklı o engin kanaat.
Sonrası bir dilek, belki dua, belki de yaralı bir kuş, kırık bir kanat.
Tamam, anlıyorum seni, endişeni...
Bütün reddedilişler tek bir sesin eseri...
Zamanla kısılan, mekansızlaşan, gayba karışan o sesin...

Devamını Oku
Burhan Çay Giftos Leo

Sanıyorsun ki; gidince bitecek her şey.
Yani gidince unutacak hafıza, silinecek bütün anılar.
Yani sanıyorsun ki; gidince çözülecek bütün sorunlar,
Kalp söküp atacak içinden sevgiyi,
arıtacak duygularını bu aşktan.
Gitmekle her şey hallolunacak öyle mi?

Devamını Oku
Burhan Çay Giftos Leo

Sela

Kaç adın vardı senin?
Kaç kimliğin?
Kaç kişiydin sen?
Hangi sen firari, hangi sen tutsaktı aşka?

Devamını Oku
Burhan Çay Giftos Leo

Derdin anlaşılsın istiyorsan şiir oku,
Türkü söyle!
Uzaklara dalsın gözlerin, ıslansın anı anı..
Bilinsin istiyorsan çektiğin çileler, şiir yaz,
Şarkı söyle!
Uzaklara ulaşsın sesin, yırtılsın yankı yankı!

Devamını Oku