gelmeni günlerce beklediğim ama senin asla gelmediğin o otobüs durağında, üşütmekten ölmeden hemen önce yazıyorum bunları sana
tam olarak kaç gündür beklediğimi bilmiyorum
sanırım ilk beklemeye başladığım gün ekmek üç liraydı
tüm esnafa sor istersen benim bıkmadan her bekleyişim sanaydı
geceleri biraz zorlanmadım desem yalan olur
Hani sen bir gülüyorsun ya,
şaka yapmıyorum, benim kalbim sana akıyor.
Sen böyle birden çıkıp geliyorsun ya, abartmıyorum.
Ben benden çıkıp gidiyorum, dizlerim durmuyor.
Sen adımı kendince sesleniyorsun ya,
ben doğduğum gün kulağıma fısıldanan adımı bin kez seviyorum,
sesin damarıma doluyor.
Sen bir kere "seni özledim" diyorsun ya,
yalan söylemiyorum
Sensiz geçen her dakikaya ayrı ayrı küsüyorum,
zaman duruyor.
Hani sen beni o derinlerinde boğulası gözlerinden bile sakınıyorsun ya,
ben gözlerimin sensiz baktığı her yere kör oluyorum, gözüm görmüyor.
Sen o tatlı dilinle incitmeden sunuyorsun ya bana en delisi sözlerini,
benim zihnimde ezbere bildiğim alfabe birden kayboluyor.
O herkesten koruyup kokladığımız hislerimiz var ya hani,
saklamıyorum.
Benim her hücreme en yoğun haliyle her gün bir sen doluyor.
Bir fırtınaya tutulmuş gibiyim,
Senin adın dökülüyor rüzgârdan, dokunmadan esiyor üzerime.
Gözlerin denizmiş meğer, ben boğuldum da kimse bilmez.
Zaman ellerime yapıştı, geri bırakmıyor geçmişi,
Sessiz Çığlıklar
Bir annenin yüreğinde saklı, ağır bir feryat var,
Gözleri karanlıkta kaybolmuş, ümitlerle donar.
Bir kez daha susturulmuş, o haykıran kadın,
Bir zalimin elinde ezilmiş, yok olmuş canın.
sevgilim
Senin için yalan yanlış konuşuyorlar
elleri ele değdi, kalbe başkasını aldı diyorlar
“bakın bu bir eşşek şakasıysa gözünüzün yaşına bakmam,
Bir ölüm şakası yaparım şuracıkta nereye gömeceğinizi şaşırırsınız “dedim
mayını bol yaşamaktan yoruldum ben artık
bunca yıl patlayıp kaybolmayı bekliyorum sanki
duvar yumruklamayı babamdan öğrendim ben
beni sizle korkutamazsınız
hayat size ipek kundaklar sunduğunda ben bir patiskaya sarılmış süt bekliyordum
Ben beni seven birini istemiyorum canım benim
Beni hep anlayan birini istiyorum, benimle uyuyabilen birini…
Benimle Sarhoş da olmalı..
Bazen saatlerce sebepsiz susabilmeliyiz beraber.
Dualar da etmeliyiz elbet.
Sonra o güzel kelimeler o kağıt yakan şiirlere konu olup gittiler
Damağımızda tadı,sesimizde acı,kulaklarımızda pusu kaldı
Sustuğumuz, içimize bir matkap yardımıyla oyarak gömdüğümüz her his canımızdan hal aldı…
Şimdi ne hali var canımızın ne de sürdürülebilirliği tek bir anımızın…
Bir an olsun dönüp baktığımızda ardımıza
azıcık ortası yok bu yaşadığım hayatın
hep saçma sapan bir araftayım
hep bir yarım, hep bir eksik
ben hiç tam olamıyorum
ya tam kıyısındayım bir okyanusun ya da tam uçurumun kenarında
beni şuradan ya it ya da tutup çek dedim geçen gönül yarama
Canımın bile bana acıdığı bir dönemden kulağınıza sızıyorum
Yalan değil vallahi çok derinlerimden sızıyorum.
-Siz hiç, asla sizin olmayacak birini sevdiniz mi ?
-Elbette, ah sorma…nereden hatırlattın şimdi ? ‘ demelerinizi duyar gibiyim.
Hayır ! öyle bir sevdalanıştan bahsetmiyorum.
‘Cehennemin bilmem kaç metre dibine girsem de başka yangınlar tanısam’ dediğim bir yangından soyuluyor kelimelerim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!