bu gece de kokunu aradım
sonra sesini…
arasam şimdi seni
hala aynı numarayı mı kullanıyorsun onu bile bilmiyorum
Google haritalarda evinin sokağını arattım
Ah dedim içimden
seninle ya bir Ege kasabasına yerleşeceğiz
ya da kafamızın tam ortasına sıkacağız sevgilim
çünkü benim duvarlarım hep yıkıldı
evin her yanını kafamın içindekileri susturmak için elimde sigarayla dolanırken, çarpıp bayılacağım bir duvarım kalmadı
Ama insan bazen düşmeyi ölesiye istiyor
Bir gün sen gittiğinde anladım,
Babama benzeyen gölgende yaşadığımı.
Oncq zaman aynı bakışlarla,
Beni sevmeyi bilmeyen gözlerinde büyüdüm.
Sen de ondan pek farklı değildin,
Sevdiğini söylerken bile gitmeye meyilliydin.
Sana yazıp yazıp sakladığım, ne göndermeye cesaret edebildiğim ne de cevap alacağıma emin olduğum mektupların arasından yazıyorum.
Sana anlatamadığımı ve senin anlamadığını, ne olursa olsun anlamayacağını bildiğim hisler arasında gömülü kaldım. Sen sevmeyi bilmiyorsun
Anladım ve durmadan bunu yazıp ağladım..
Kalemi ağlattım
Kardeşim kalemlerimi sakladı,
Annem jilet ve bıçakları…
bütün kelimeleri sorguya çektim dün gece
anlatamadılar sana olan düşkünlüğümün nedenini
bazen kelimelerin gücü yetmez bir yangını anlatmaya
düşüncelerin ufku yetmez
bir gönül tasası bu tam şuramda
bazen dert olursun,bazen ilaç farketmez
hadi bugün de beni ittiğiniz cehennemden konuşalım biraz da
her birinizin ağzında sebep olduğum yangınlar var biliyorum
Önce kimsenin beni menfaatsiz sevme olasılığının olmadığından konuşalım
anne hadi, sen anlat ilk olarak ,kabul olmamış duan olduğumu
her gece yatmadan önce ben ne günah işledim de bana böyle bir çocuk verdin diye Allah la konuştuğunu
konuşarak halledebiliriz diye düşündüğüm bir gün aradım onu
ona bu bitmeye yüz tutmuş hallerimizi kurtarabilir miyiz diye sordum ve bu sondu
“Seni üzmek istemem ama” dedi
bu tarz bir cümlenin devamını dinlemeye gerek yoktu
Çünkü böyle bir cümle “ çekil git hayatımdan” demenin en nahif yoluydu
hatırladın mı beni
nefes almaktan bunalınca gecenin köründe yalınayak gezerek,yalnızlığını ayaklar altında ezmek isteyen,o heba ettiğin ben…
hani şu omuzları hep düşük,
gözlerinin aynalarda hep kendi cenazesini izlediği
giderken ardına yaşıyor mu diye bakmadığın o buruk bakışlı ben…
Sensiz hayal kuramadığımı farkettiğim bir gecede yazıyorum yine
Ben de isterdim bu hırçın kalemim gerçekleşmiş hayalleri yazsın, olsun.
Aslında ben isterdim ki bir köy evi kapısının önünde yan yana dursun ayakkabılarımız. Mesela o işten gelirken kendi ayakkabılarını benimkilerinin üstüne koyuyor diye ona bağırsaydım…
ben bütün şiirlerimi çıkmadığın kursağımdan yazdım sana
sen akşamları evine elinde iki ekmek bir yoğurtla giderken ben kalemimi sivriltiyordum
Her eve gidişinin gecesi bir şiir yazsam giderlerimizin eşit olmayacağını anladım sonra
İki ekmek bir yoğurt parasına defter alamadığımız bir dönemdeyiz malum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!