Kaderim binlerce kez silinmiş kâğıt gibi
Beceriksiz bir yazar elinde buruşan
Ne çok hırpalanmış delinmiş kimi yeri
Atılmış un ufak yerlere eğreti.
Kaderim boşluktu senin yazıldığın zamana gelene kadar
Bende ne kadar sen varsa
O kadar çok harcadım beni
Ne bayramlar geçti sensiz,
Ne düğünler, seyranlar
Özlemeyi öğrendim yüzünden
Adam gibi…
Niye benim gibi
Yanarsın söyle
Senin ne derdin var
Ay kızıl güneş.
Benim şu halimden
Bir sen bilirsin
Ağlıyorsun içten içe
Başın dik
Akar tuzlu yaşın
Yanağının yolundan.
Gülüyorsun
Sorunca derdini
Gittin,
Yağmur yağdı şehre,
Gözyaşım belli olmadı Allahtan
Turnalar geçti habersiz,
Turnalar ah!
Türkü kokan kanatlarıyla…
Bir gülüşün yeter bana
Bir tatlı sözün.
Benim olur kimseye kalmayacak
Yalan dünya.
Bir bakışın yeter
En büyük dertleri unutmaya.
Bugün sen gidiyorsun
Ve gidiyorum senden
Aşk küçük bir çocuk gibi
Kaçıyor bizden…
Sözleşmeli bir aşk gibi
Hani önceden sözleşilmiş de
Bir başkadır viran kentlerde yaşamak
Bir başkadır büyük şehirlere özenerek bakmak
Viran kentlerin denizi yoktur örneğin
Sevgilinle gezemezsin şöyle kordon boyunda
Bir tanıdığın gelse gezdiremezsin
Vuracağım bir pazar günü ikinizi
Sevgilin olay yerinde ölecek
Sen pazartesi.
Üstümden büyük bir yük kalkacak
İçim rahat-rahat edecek
Dinden dönmüş peygamber gibi.
Gelir üstüne üstüne hüzün
Gelir dünya kadar.
Kaplar her yanı, sarmalar.
Dört yanın olur
Uçsuz bucaksız hüzün…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!