Öyle bir zaman gelir ki
Gece ve sabah arasında kalırsın
Bir anda zamanı durdurmak istersin
Gökyüzüne bakarak
Gecenin sessizliği
Hiç bitmesin istersin
Hayat öyle bir dem ki
Vurdukça kadehlerin sesi geliyor
Rakının dibindeki aşk bana hasretken
Yudumladım nefsim densiz
İsteklerim bensiz
Şarkılar söylene dursun
Giden her kadının ardından
Gelen her kadının bakışından
Görmem gerekenleri gördüm
Dar evine düştüm
Yalansızdım
Noksansız
Gittin mi küçük adımlarla gideceksin
Kimseyi incitmeyeceksin
Kalan zaten seni yüreğinde hissetmiştir
Gidene de eyvallah etmeyeceksin
Ama incitmeyeceksin.
Ne zaman yalnız kalsam
Bir dostun sıcaklığını
Senin büyülü gizeminde buldum İstanbul
Senin gibi bir dost, gönülde huzur
Senin gibi bir dost, gözlerde ışık
Geçeceğini bile bile
Hastayım demek gelmiyor içimden
Hele ki gözyaşlarım
Benim iradem dışında
Damla damla gözlerimden dökülürken
Bir tanımadığım İNSAN karşıma geçmiş
Varsayımlar, endişeler, günlükler,
Anılar, maceralar, sevgiler...
Bir beden de iki insan gibi beklerler
Açlar, kurtlar, son umutlar,
Sonrasında bulutlar,
Ağlayan yumruklar,
Sana aşık olmaktan korkuyorum.
Ama sen bu kadar aşk kokarken,
Aşktan korkuyorsun.
Seni sevmek bana yakışır.
Aşk dilde zaten.
Bir kadını anlatmak...
Satırlara sığar mı bilmem de
Bildiğim tek gerçek, yaşam denilen sabatımızda
Hepimizin kırık bir çerçevenin karşısında
Birbirimize bakan yansımalar olduğumuzdur.
Ortak payda da bu değil midir?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!