Sesin buğulu bir ekmek gibi,
Beynimin ırgat yemeğine eşlik eden,
İliklerime işlemeli bir öz sorgu.
Sor!
Bayım neyin devinimi bu?
Kaf Dağı’nın etrafından komün bulutlar.
Anadolu'da zaman farklı kavram
Güneş doğar işe giden çocukların sırtına
Mesai sonu ölümlü kaza
Gazete sayfasında kaybolan
Ayaklı isyan bildirisi gibi adımlıyorum caddeleri
Vazgeçiyorum bağlarımdan
Bir kedi ile tanıştım bugün.
Dişi bir acıya dişi bir merhem.
Bir de hamile ki sorma!
Göğsümde uyuduğunda hissettim yaşamı.
Kutsanmış anneliği,
Ve dahi rahimde kımıldayan heyecanı.
Aigaios'un boğulduğu denizin suyu.
Yağmur olup düşüyor ruhuma...
Evimde ölüm.
Ah Juliet! Böyle değildi hikâye.
Şimdi gel bir benden, bir de Romeo'dan sor.
Damla damla hüzün,
İnsanlar neyi arar bu şehirde.
Caddelerde sokaklarda,
Asfalt mahallelerde,
Çarşıda pasajda,
İnsanlar neyden kaçarlar.
Bu saatleri severim bayım.
Bir şey olmasını bekliyorum
Oturmuşum kırık dökük bir iskemleye
Herhangi bir şey
Birbirine benzeyen günlerden
Aşktan, insanlardan, yaşamdan
Birbirini gırtlaklayanlarla dolu ülkemden
Aynanın karşısında, modern yüzyıl kaftanı ile padişah
El dikimi / dikişleri gizli
Her yakın zulmün hisseli ortağı
Büyük kentlerde Suriye mantığı
Bütünleyemez mi yakından bakıldığında
Türkiye mezarlığında Bafra muadili sigara arayan çocukları
İskender’in son hırsı, Hesiod’un son şiiri takılmış
Bu sessizlik çağına
Yalın ayak ve aylak dolaşıyorum artık
Güneşin ve gecenin altında
Görmediğim her şeyi görüyorum
Yalnızlık güdüsü, ahraz insanı bile bulsa dile indirger
Sevginin ve insanların boğazlandığı bu çağda,
Seni sevmek başlı başına bir devrimdir.
Yalın kılıç yürümektir zulmün üstüne.
Banka dolu caddeleri terk edip,
Patika yayla yollarında adımlamaktır.
Çok sesli bir akşam sofrasında,
Gökyüzü neyin oluyor senin çocuk?
Tanıdık eserlerden ilham
Antik tiyatrosunda yaşamın
Monologların ile yükseliyorsun
Senden doğacak yeni neslin atılımları
Senden esecek Akdeniz'in nadide rüzgarları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!