KIZIL YEMİN
Sağlıkçı
İki elim de
Sağ olsunlar
Her muharebeden
Belki varsın
Yoksun belki de
Ne çıkar bundan
Hep gönlümüzdesin
Gözümüzün önündesin.
- diyar diyaaar
- düüüüüüüüt
_____________//
Ellerin su gibi
Camların fersah fersah ötesinden sesleniyorum sana
Gözlerine eşlik yağmurlar yağıyor
Bin yıldır parlayan Ayna
Şimdi luna parkta kahkaha dolu
Gülüyorlar gülüyorlar gülüyorlar bana
[Dert değil derman için, sıratta ferman için. Sofrası nur. Kaza bela sen geri dur. Sahiplerini eyle mamur. Artsın eksilmesin. Taşsın dökülmesin. Allah Halil İbrahim bereketi versin.]
Berlin. Ramazanın yirmi üçünde. Onbir Türk. Şeytanın bacağını kırdık. Bigıdım virüsü ve enformatik salgını al-aşağı ettik. O şovalye burnunu kırdık. Dayak cennetten çıkmadır: yedi koldan bigüzel hakkından geldik. Bigüzel Sakaların bahçasında toplandık. Frenk bayrağını kaleden indirdik. Kılınmayan Cuma namazlarının intikamını Maraşlı bir öfke ile aldık. Müslümanların namusunu kurtardık. İftarı tarhana çorbasıyla ihya ettik. Etli plava saldırdık. Alacağı olsun bir ayranımız eksikti. Sonracım omuzlarımızı birbirine yapıştırdık. Ölümden korkmadan asker gibi saf tuttuk namaz kıldık. Ölmeye yüz tutmuş teravih namazını hemide 20 rekat gökyüzüne roket eyledik. Hakan Türk oturuşu (Türkensitz) oturduk. Sohbet ettik. Lafın belini kırdık. Eğri oturduk doğru konuştuk. Vatan Yahut Silistre. Hepimiz İslam Bey olduk. Magosa zindanında vatanı kurtardık. Finanz imparatorluğunu kargılarımızla imsak vaktine kadar delik deşik ettik. Fatiha okuduk Fatih olduk. İstanbulu fethedip Ayasofyayı ibadete açtık. Yalnız O'na kul olduk. Her puta isyan ettik. Büyük putun omzuna baltamızı asmadık. Onu da paramparça ettik. İYYAAKENA'BUDU...
Yaa Hakk!
Süpürülmüş gölge
kan ve gözyaşı kokan
yüz abdest ferahlığı
bir parça denizimiz
doru su damlası
yakan bir ben
Ich sehe
in deinen Augen
tausende Träume
nicht nur grüne
braun und braune
Hör mal gut zu mein Freund
Hör mal zu und vergiß nie
Ich weiß, dass lange Jahre vergingen
Ich weiß, das's Leben nicht einfach war
Ich weiß, der Regenbogen hat keine Farben mehr
Deine Geliebte war meine Geliebte
Urbanstrasse'den geçerken yolum
Dur ey evlat! dedi hatiften bir ses
Döndüm baktım bir kitabe
Kitabede sultan bir dede
Hasret dolu gözlerle bana bakıyor
O kızın yüzünde devletlü bir deniz var
o denizi ancak yunuslar sever
çırpınır bakışlar yorulur kuşlar
o denizde ancak yunuslar yüzer
Yunuslar fışkırır gözyaşından
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!