Bizim çocuklara
Gurbetçi diyorum.
Onlar diyor:
_Gastarbeiter.
Dedeniz diyorum.
DÖRT ÇİVİ ÇAKSAM ALMAN AĞACINA
TAVŞANLARA YEMYEŞİL BAHAR OLUR
1.
Böcek kırmızısı veya
Kan rengine boyanmış
Bir yumurtadan
Ebem Zahey Karı
Tükürürdü dermalara. Kürt elinde şifa iğnesi vardı. Dua okur ve ince ince yazardı. Dedem teselleme verir (Yozgat tesellemesi!) ebem hep çizerdi. Elim Anşa anamızın, Fadime anamızın eli deyip tükrük sürerdi ebem yaraya. Tükrüğü sağaltır, ayağa kaldırırdı her fukara müslümanı. Ebem ocaklıydı. Mikroplar çok korkardı ebemin alevli ağzından. Mikroplar vücudumuzda, köyümüzde ve yurdumuzda hiç tutunamazdı. Cümle haşarat Aldede dağının eteklerinden geçen akarsuda boğulurdu. Her cinsten zıp zıp pire, asalak ve bit bir tokaçta geberirdi. Kilden ve külden sonra tertemiz çıkardı esvaplar. Sularımız cehennem gibi yakardı ecnebi ordularını. Bizim ülkemizde Çin'den ve Maçin'den bulaşmış da gelmiş hiçbir virüs, hiçbir zıpır bakteri teneffüs edecek yer bulamazdı. İnce Memet eşkiyalıktan düşer, Rahmet asilerin yollarını ilelebet keserdi. Omuzlar kavi, eller bağlı; namazda saflar sıktı. Düşmanlar kalbimize sızacak boşluk bulamazdı. İş adamı, bezirgan, paşa ve sultanın dahi alnı secdeye yapıştırılırdı. Allahuekber bir hizaya getirirdi cümle başı ve ayağı; bayı ve yoksulu.. Oruçlunun ağzı hep açlık kokardı. Şeytanın sarayları bu kokudan sarsılır, yıkılır; tuz-buz olurdu. Sermaye birikimi ve girişimcinin sultası bize sökmezdi. Kale de olsa tahtaköy mezardı. Gömerdik her Karun'u. Sahurlardaki imecede: oklava, evraaç, mani, türkü, tekerleme kadınların ağzındaki tükrüğü çoğaltırdı. Musafaha, kucaklaşma, sarılma kazanında kaynardı dünyamız. Hastalık şifa olurdu. Kapılırdı şifa nefesten nefese. Huu ve Hay sesleri açardı ciğerleri. Ölüm ve hayat iki kardeşti koyun koyuna. Yalnızca Frenk'ten gelirdi frengi. Yalnızca Frengistan'da gusülsüz ve cenabet gezerdi ecnebi.
_Ya ne bu: Yüz mü
Yoksa yüz numara mı
Aşık umudunu kesmiş güzellerden
Bulutlarda bin türlü hayaller görmüş
Çıkmış rüyaların düşlerin seyrine
Yücelerde düğünler şenlikler görmüş
Aşık umudunu kesmiş güzellerden
Bulutlarda bin türlü hayaller görmüş
Çıkmış rüyaların düşlerin seyrine
Yücelerde düğünler şenlikler görmüş
Ali ata bak
Ata bir daha Ali
Bak ki o da sana
İnsan gibi bakıyor.
Aman ha aman elma
Canıma okum uçar...
Selam vermem Şapkaya
Can ver! oğlumu kurtar
Korkarım elim titrer
Şelale
o yıldızların orada
çağıl çağıl
sessiz bir depreme
kendini bırakır
sayısız balık
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!