‘omoi peplegmai kairian plegen eso' (*)
Maymun boyunlu Sweeney yayar dizlerini
Kahkahaya düşsün diye bırakır kollarını,
Çenesi etrafındaki zebra çizgileri
Kabararak lekeler zürafayı.
Sevdanın ateşi eğer
Her an yanıbaşımda yatmasaydı
Ben bu yükü taşıyamazdım
Sevinçlerime biraz hüzün katan odur
En çaresiz anımda
Issız bir dere kenarını
Devamını Oku
Her an yanıbaşımda yatmasaydı
Ben bu yükü taşıyamazdım
Sevinçlerime biraz hüzün katan odur
En çaresiz anımda
Issız bir dere kenarını
Sanki işe yarayan, ruhu saran, gönüle huzur dolduran ve okuyanları okudukça hop oturtup hop kaldıran ve de aldıkları hikmet dersleriye muhataplarını olgunlaştıkça olgunlaştıran şiirlerin köküne kıran girmiş gibi ne şiire ne de nesire benzemez bu acayip şeyi nereden bulup da koymuşlar buraya acaba?
Bülbüller arası orman
Adamlar arası toplum
Şairin arası her bir evren
Dünya denen yer evrenin birer canlı temsil yeri
Bari şu şiirini yayınlasaydınız. Belki bir hikayesi vardır sweeney'in ancak bir şiir tercümede bu kadar mı yiter.
Efendim, Roma sümbülleri çiçeklenir kâsede
Ve kış güneşi emekler karlı tepelerde;
İnatçı mevsim sürmekte.
Hayatım hafiftir, bekler ölü rüzgârı,
Elimin sırtındaki bir tüy misali.
Güneş ışığında toz ve köşelerde hatıra
Bekler ölü ülkeye doğru soğuk esen rüzgârı.
Bahşet bize barışını.
Dolandım uzun yıllar bu şehirde,
Tuttum inancımı ve orucumu, kol kanat gerdim yoksula,
Onuru ve rahatlığı hem verdim hem de aldım.
Asla reddedilmedi kimse benim kapımdan.
Gelip çattığında kederin zamanı
Kim anımsayacak çocuklarımın çocuklarının yaşayacağı evimi ?
Keçi patikasından gidecekler, ve tilkinin evine,
Firar edecekler yabancı yüzlerden ve yabancı kılıçlardan.
İplerin ve kırbaçların ve dövünmelerin zamanından önce
Bahşet bize barışını.
Issız dağın duraklarından önce,
Anaç kederlerin muayyen saatinden önce,
Ölümün bu doğum mevsiminde şimdi,
Çocuk, henüz söylenmemiş ve zımni Söz,
Bahşetsin İsrail’in tesellisini
Yarını olmayan seksen yaşındaki birine.
Sözüne göre,
Methedecekler seni ve ıstırap çekecekler her nesilde
Şanla ve alayla,
Işık üstüne ışık, tırmanır azizin merdivenine.
Bana göre değil şehitlik, düşüncenin ve duanın vecdi,
Bana göre değil nihai önsezi.
Bahşet bana barışını.
(Ve bir kılıç delip geçecek yüreğini,
Seninkini de).
Usandım kendi hayatımdan ve benden sonrakilerin hayatlarından,
Ölüyorum kendi ölümümde ve benden sonrakilerin ölümlerinde.
Bırak gitsin
Kurtuluşunu görmüş uşağın.
T. S. Eliot (1888-1965)
(1948 yılı Nobel Edebiyat Ödülü sahibi).
Saçma!
seçki kurulu kaçamak yapıyorrrr.
Ahmet işe gider
Karısı Ayşe pazara gider
Bir file meyve üzüm
Otururlar hafta sonu pencere onune
Dallarda kumrular öter
Sonra bilmem ne kime ne
Akışkan bırakırlarmiş mı ne?
Bir şiir olmuş hu durum
Değerli bulmuş şiirsel kurum
Kime ne???
Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta