Öyle kızgınım ki şu lekeli kalplere,
Gırtlaktan aşağı kor bırakıyorlar.
Vahşettir canı tutuşturmaya çalışmak.
Sözcükleri öylece susturuyorlar.
Bıçak gibi kesiliveriyor sesler,
Sor taş mı kesildi bu susmaz diller.
Uçsuz çöllerde susuz bırakıp da,
İnsanı damlaya muhtaç ediyorlar.
Kesreti dokuz köyde yalanlarla besleyip,
Vahdeti onuncu köyden kovmak istiyorlar.
Menfuratı inci mercan ile süsleyip,
Mahbûbata dair ne varsa söküyorlar.
Korkutuyorlar bizi ey hazin kalbim!
Asileştikçe sefillikle tehdit ediyorlar.
Ağlayıp yırtındıkça mahzun gözlerle,
Bizi gözyaşı tüketmekle suçluyorlar.
Buğulu gözlerle camdan baktırıp,
Net göremeyişimizle alay ediyorlar.
Dört bir yandan üstümüze saldırıp,
Aşağılık bir intihar süsü veriyorlar.
Söneyazmış bir gaz lambamız vardı,
Yolumuz izimiz çamura bulanmıştı,
Ne diken belliydi o vakit ne de gül,
Şimdi burnumuzun dibinde güneşler doğuyor,
Fakat Allah’ım gözler kör, müdrik olamıyor.
Kayıt Tarihi : 14.6.2020 00:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!