Gözlerimde sensizliğin ayini
Geceler sunak taşında kızıl su
Tanrı kutsadı yokluğu varlığı
Zemherinin rütbesizliği içimde volta yanığı
şafağın gözleri buğulu
her halükarda saniyeler sonra silinecek
silinmeden adını yaz
gel
sevdiğim.
masaldaki kızın
sırları turna yemişi gibi devrilir
ormanın derin karanlık kalbine
kaburgasının içinden
sıcak merkezine bir parça buz tuttu
gece yarısı korkusun yiyen
aç küçük kız
ağaçlarda kurtlar
pencere camında
sıcak nefesin
Yirmi yıl önce,
Zamanın en özel anında
Sessizce indi yeryüzüne bir yıldız:
Adı Eros.
Gözlerinde gece,
Saçlarında rüzgârın sırrı vardı.
yağmur ve yaprak hışırtısı
bırakır alacakaranlığını
vedalaşma gamlı sızı
ve
mor gökyüzü
kuş şarkıları
Sonbahar sabahı,
Çiğ mi düşmüş çimene,
Yoksa bir cenin mi,
Bilmiyor...
Adımları yaprakları kırar,
çatı katımda
parmak ucumdan kirlenmiş
cam ardından seni izliyorum
chopin funeral march eşliğinde
gri şehrin
hey İnanna
kafatasları ve eski ateş anılarını getir
bal ve kemiğin tadını getir
gece meşe ormanlarına düşen yıldızları
ince tatlı şarkısını getir
ruhsar,
geceyi dize getiren bir fısıltıysan eğer,
korkma.
ben buradayım
rüzgârı susturan bir çift kanatla,




-
Buğu Duyusu
Tüm Yorumlardeve dikenleri tohumlanmaya başladı bulutlu kafası
uzun yabani otların ve uzun çamların arasında masalsı kışın lekeleri gibi kremsi soluktu
çocukluğunun ince ucunda
yabani bir gül gibi solgun ve sessiz bir kız...