Hasret-i hubâna, kurb-u âfitâptır bu yer.
Her bende-i cânâna, kutb-u hitâptır bu yer.
Âteş-i firâka, merhem-i vuslattır bu yer.
Susamış âşıka, çeşme-i hayattır bu yer.
Meydân-ı nağâmat, gevher-i nâtıktır bu yer.
Beyân-ı belâgat, cevher-i sâdıktır bu yer.
Mimâr-ı istikbâl, hayale kâğıttır bu yer.
Mahzun-u bîmisâl , hilâle ağıttır bu yer.
Hezâr-ı nâlende , gülzârı anlatır bu yer.
Esir-i pâbende, dîldârı kanatır bu yer.
Marâz-ı dünyaya, kenz-i ilaçtır bu yer.
Namzet-i ukbâya, genc-i minhâçtır bu yer.
Yûnûs-u giryâna, serdâr-ı dergâhtır bu yer.
Her ferd-i ihvâna, rehber-i hemrâhtır bu yer.
Ekim 2012
Hasret-i hubân: Güzellerin, iyilerin hasreti, özlemi Kurb-u âfitâp: Güneşe yakınlık
Bende-i cânân: Sevgilinin köleleri,
Kutb-u hitâp: Hitabetin en yüksek mânâ da yapan
Âteş-i firâk: Ayrılık ateşi
Merhem-i vuslat: Kavuşma merhemi, ilacı
Meydân-ı nağâmat: Güzel seslerin meydanı
Gevher-i nâtık: Sözün cevheri kıymetlisi
Beyân-ı belâgat: Düşünce ve duygunun en açık şekilde ifadesi
Gevher-i nâtık: Güzel sözlerin incisi
Mimâr-ı istikbâl: Geleceğin mimarı
Mahzun-u bîmisâl: Benzeri olmayacak kadar üzgün Hezâr-ı nâlende: İnleyen bülbüller
Gülzâr: Gül bahçesi
Esir-i pâbend: Ayaklarında pranga, ip olan esir, kalebend
Dîldâr: Sevgili
Marâz-ı dünya: Dünyaya olan sevgi hastalığı
Kenz-i ilaç: Gizli, saklı bir ilaç hazinesi
Namzet-i ukbâ: Âhiret, beka, cennet adayı
Genc-i minhâc: Hazinelere götüren yol
Giryân: Ağlayan
Serdâr-ı dergâh: Dergâhların başı, en önde geleni Ferd-i ihvân: Kardeşlerden her biri
Rehber-i hemrâh: Aynı yolda olanların rehberi
Kayıt Tarihi : 13.5.2021 02:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!